Advert
as

Ey Müslüman Hiç Düşündün mü? Neden?

  • 2017-05-31 16:16:03
  • 1936 Görüntülenme

  • Kıymetli Müslüman! Öncelikle Rahmet ve mağfiret ayı Ramazan ayının sana, ailene, vatanımıza milletimize huzur ve bereket getirmesini Rabbimizden diliyorum.

     

    Kıymetli düşünen veya düşünmeyi bir meziyet olarak gören okur kardeşim! Bu yazımıza sana bazı sorular sorarak başlamak istiyorum. Şunu da belirtelim ki bu sorular bizi, bize hatırlatmak için sorduğumuz sorulardır. Senden ricam bu sorulara dürüstçe kendi içinden cevap veya cevaplar vermendir.

     

    Sence biz Müslümanlar- Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez, Pomak, Arnavut ve daha sayamayacak kadar çok farklı etnik yapıya sahip olan insanlar olarak- tarihin gördüğü en büyük medeniyetlerden birini kurmuş ve yüzyıllarca da bu büyük ve kudretli medeniyetin onurlu evlatları olarak yaşamış nesillerin çocukları olan bizler, neyi ve neden eksik, yanlış yaptık ve yapıyoruz da, içinde yaşadığımız bu dünyanın en çok mağduru olan insanlar biz oluyoruz? Hatta o kadar mağdur ve mazlum durumundayız ki, şuanda yeryüzünün neresinde ağlayan, hor görülen, zulme uğrayan bir milletin, bir zümrenin haberi yapılsa, o milletin veya o zümrenin mutlaka Müslüman olduğu görülür. Filistin, Suriye, Irak, Arakan ve daha birçok yer bu duruma örnek olarak verilebilir.

     

    Kıymetli düşünen ve düşünmenin en büyük erdem olduğuna inanan Müslüman!

     

    Hiç düşündün mü? Neden Müslümanlar sürekli barut kokusu koklayıp kurşun ve zehirli ama kokusu bile olmayan gazların sebep olduğu ölümü yudumlamak zorunda kalıyorlar. Neden bebekler mavi emziklerini ağızlarında emeceklerine bombalarla yıkılan binaların altlarında ağızlarında, kendilerine mezar olan binanın tozlu çakılını yutarak ölüyorlar? Neden?... Neden sahiller çocukların sevinç ve mutluluk çığlıkları ile şenleneceğine, çocukların ölümlerinin sessiz çığlıklarına şâhitlik ediyor ve neticede o kumsallar o yavrucaklara mezar oluyor? Neden Müslüman bir çocuğun masumiyetini gözlerinde, yüzünde değil de oturtulduğu ambulans koltuğuna, yüzündeki tozlu kanı elleri ile silmesinde arıyoruz. Neden Müslüman’ım diyen analar, bebeleri ile birlikte acının bin bir çeşidini yudumlayıp kan ağlıyorlar? Neden Müslümanların arşu âlayâ yükselen yakarışları sadece çaresizliğin, zayıflığın ve mazlum oluşlarının yakarışları oluyor? Neden Müslümanların çocuklarının derdi oyun oynamak değil de, babalarının çığlıkları arasında küçük bir tümseğin arkasında kendini, vahşileşmiş insancıklardan korumaya çalışmak oluyor? Neden? Neden Allah aşkına neden? Neden İslam’ın babaları evlatlarını bedenleri ile örtmeye çalışmak zorunda kalıyorlar?… Neden? Neden gökyüzü bütün genişliğine rağmen, sadece Müslümanlara dar geliyor, getirtiliyor? Neden başında insanlığı örten bir çuvalla, tel örgüler ardında bir Müslüman baba kucağında evladıyla esir ediliyor, hakarete maruz kalıyor?

     

    En önemli soruda ne biliyor musun kıymetli düşünen Müslüman?

     

    Neden bütün bunlar biz Müslümanların günlük konuşmalarında bile yer bulmuyor? Ve bütün bunlar biz Müslümanların hayatında zerre kadar yer almıyor. Kahve köşelerinde bir maç kadar bile önemsenmiyor… NEDEN? Evet, düşünen Müslüman sence neden halimiz ahvalimiz böyle? Neden bizler yani Müslümanlar bu dünyanın bütün zulmünü, eziyetini, kahrını çekiyoruz. En kötüsü de bütün bunları evlatlarımıza kötü bir miras bırakıyoruz… NEDEN?

    KÖŞE YAZARI
    BİYOGRAFİ