Advert
as

Akyüz’ün “Çevre Etiği ve Spinoza” Kitabı Çıktı

Akyüz’ün “Çevre Etiği ve Spinoza” Kitabı Çıktı

Bingöl Üniversitesinde Yerel Yönetimler Program başkanı olan akademisyen Dr. Emrah Akyüz’ün editörlüğünü yaptığı "Çevre Etiği ve Spinoza" kitabı yayımlandı.

Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu / Yönetim ve Organizasyon Bölümü Yerel Yönetimler Program başkanı olan akademisyen Dr. Emrah Akyüz’ün editörlüğünü yaptığı "Çevre Etiği ve Spinoza" kitabı yayımlandı. Disiplinler arası bir çalışma olan bu bilimsel eser, Aydınlanmanın erken dönem düşünürlerinden olan Baruch Spinoza’nın görüşlerini çevre etiği kuramları açısından incelemektedir. “Ekoevren” kuramı ilk defa bu kitap ile çevre bilimi literatürüne kazandırılmıştır.
Uluslararası yayınevi statüsünde olan Paradigma Akademi tarafından yayımlanan bu kitapta; Bingöl üniversitesi Psikoloji Bölümü akademisyenlerinden Dr. Ahmet Alkayış ve Bingöl Üniversitesi Felsefe Bölümü akademisyenlerinden Dr. Abdurrazak Gültekin yazarlık yapıyor.
Çevre bilimi alanında yaptığı bilimsel çalışmalarıyla tanınan Dr. Emrah Akyüz'ün şimdiye kadar yayınlanan diğer kitapları şöyle:
(1) Nuclear Power and Human Rights in Japan: The Fallout of Fukushima.
(2) Dünyayı Kurtar: Temiz Çevrenin Bilimsel Sırları.
(3) Çevre Biliminin ABC'si: Yeni Başlayanlar İçin Çevre Sorunları ve Politikaları. A
(4) Çevre ve İnsan Hakları: Türkiye Üzerine Bir Araştırma.
(5) Çevre Sorunlarında Bilinmeyen 100 Bilimsel Gerçek.
(6) Farklı Boyutlarıyla Kent ve Kentleşme (ed.)
(7) Çevresel Adalet (ed.)

Kitabın arka kapağından:
Çevre, tüm canlıların yegâne ortak evidir. Çevre var olmadan canlıların yaşamını sürdürebilmesi mümkün değildir. Yaşamımızın ana kaynağı, doğanın bir bütün olarak kendisidir. Canlı yaşamı için gerekli olan tüm temel ihtiyaç maddeleri doğrudan çevrenin fiziksel ve biyolojik unsurlarından karşılanmaktadır. Hava, su, besin maddeleri ve barınma gibi canlı yaşamı için gerekli olan tüm asgari ihtiyaçlar, doğanın sunduğu imkânlardan temin edilmektedir. Bu temel ihtiyaçlarımızı karşılayamadan var olabilmemiz mümkün değildir. Bu nedenle çevre var olduğu sürece bizler de varızdır.
Doğa bizi var eden en temel unsur olmasına rağmen, çevrenin fiziksel ve biyolojik unsurları insanlar tarafından sistematik bir şekilde yok edilmektedir. Doğaya karşı olan minnet duygumuzu, onu yok ederek göster(eme)mekteyiz. Doğaya karşı yaptıklarımızdan ya da yap(a)madıklarımızdan dolayı doğanın “nankör çocukları” gibiyiz. Kendini evrenin merkezinde gören insanoğlu, lüks tüketim alışkanlıkları için tabiata her türlü zararı vermektedir. Tabiri caizse “bindiğimiz dalı” kesiyoruz. Çünkü doğaya zarar vererek aslında kendi varoluşumuzu riske atıyoruz.

Yorum yapın

Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz *

0 Yorum