Advert
as

KADER ÇİZGİSİ

  • Cahit KARAALP
  • 2016-04-11 12:33:07
  • 10776 Görüntülenme
  • Allah’ın insan iradesine çizdiği kader, çizgi dışına çıkmamaktır… İlahi emir ve yasaklar, Allahın çizdiği kader çizgisidir… İlahi emir ve yasaklara uyanlar Allahın koruması altında olurlar… Ne zaman ki insan çizgiyi aşar işte o zaman ilahi koruma biter, kader “keder” olmaya başlar… Ey insan! Kaderini “keder” etme… Kendini heder etme…

    Kader, Allah’ın hayata, varlığa koyduğu ölçüdür… Türkçe de kullandığımız “kadar” kelimesi aslında kader kelimesinden gelmektedir… “e kadar, a kadar” neyin ne kadar olacağını anlatan kader ifadeleridir… Her şeyi belli bir ölçüye göre indiren Allah’ın varlık mizanıdır kader…

    Hayrı ve şerri Allah’a bağlayan kader inancının özünde insanlığı uyutmak, yatıştırmak, mayıştırmak vardır… Hâlbuki Kur’an, kötülüğü, şerri insana bağlar ve “başınıza gelen musibet ellerinizin işlediklerinden dolayıdır” der… Kötülük ve iyiliğin Allah’a atfedildiği ayet ise aslında insanın ilahi irade olmadan kötülük ve iyilik işleme yetkinliğinin bulunmadığını anlatmak içindir… Yani Allah’ın izin vermesi ile insanlar hayır ve şerde bulunabilirler…

    Allah’ın izin vermesi ise onayı değildir… Zira Allah şerre onay vermez ama izin verir… İyiliğe hem onay hem de izin verir… Allah’ın izin verdikleri onayladıkları demek değildir… İnsana verilen irade ve insan iradesine verilen hareket özgürlüğü Allah’ın iznidir… Ancak insanın işleyeceği kötülük ve iyilik iradesinin üstünde, gücünün fevkinde olamaz…

    İnsan iradesi Allah’ın verdiği özgürlük dairesinde hareket edebilir bunun ötesine gidemez… İnsan iradesine koyulan kayıt aslında kaderdir… Bu mana da kader, insana hayır ve şer konusunda tercih hakkı tanımak olur… İnsan yapmak istediği her kötülüğü ya da her iyiliği yapabilir mi? Elbette ki hayır… Zira insan gücü sınırlıdır ve her arzusunu gerçekleştireceğinin garantisi yoktur…

    Allah’ın insan iradesini serbest bırakması aslında insana güvendiğini göstermektedir… İnsan Allah’ın güvenini boşa çıkardığında kâfir, Allah’ın güvenini tasdiklediğinde mü’min olur…

    Kader kudret işidir ve Kadir olan rabbin takdiridir… Allah’ın takdiri belli esaslar çerçevesinde işlemektedir… Allah’ın takdiri de bir kader ile gerçekleşir… Örneğin elma ağacının portakal değil de elma vermesi ilahi takdirin belirlediği kader iledir…

    Kötülük edenin kötülük bulması, iyilik edenin iyilik görmesi sebep ve sonuç bağlamında gelişen kaderdir… İnsanın kudretini, kuvvetini yani kaderini Allah belirler ve Allah istediği zaman insana verdiği kudreti, kuvveti, kaderi değiştirebilir, müdahale edebilir ama bu durum Rabbimizin belirlediği belli esaslar dâhilinde yani bir kader çerçevesinde gerçekleşir… Bu manada rabbimizin her kaderin üstünde bir kader takdir ettiğini anlıyoruz… İnsan bile rastgele iş yapmaz, hesaplı-kitaplı hareket ederken Âlemlerin Rabbi nasıl olur da kadersiz iş yapar?

    Kaderi inkâr etmek kudretli ama ölçüsüz bir Allah’a inanmak demek olur… Kader imanın bir şart mıdır değil midir tartışmasını gereksiz görüyor ve imanın da bir kader işi olduğuna inanıyorum… Dolayısı ile kaderi imanın da üstünde tutuyorum… Zira iman ve küfür insan iradesine bırakılmış bir takdiri ilahidir…

    Allah’a iman Allah’ın tüm sıfatlarına ve fiillerine imanı beraberinde getiriyor ve kader de Allah’ın sıfat ve fiilleri arasında bulunuyorsa Kadere iman, imanın bir parçasıdır diyebiliriz… Yani Allah’a iman Kadere iman etmeyi gerektiriyor…