Advert
as

Göktaşının Zekâtı Olur Mu?

Göktaşının Zekâtı Olur Mu?

Sarıçiçek Köyü’ne düşen meteor parçaları, gündemdeki yerini koruyor. Yabancı koleksiyoncular dahil herkesin ilgi odağı olan göktaşının, vergi tartışmaları son bulurken, bu kez ‘zekâtı var mı? Yok, mu?’ sorusu gündem konusu oldu.

 

 Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülaziz Beki, göktaşının zekâta tabi olup olmadığı hakkında konuştu.

 

Göktaşının zekâtı var mı? Yok, mu?’ sorusuna açıklık getiren Beki, “İslam Açısından belirli gruplar zekâta tabidir. Bunlar ise 5 gruptur. Birincisi ticaret eşyası, ticarete konu olan her şey zekâta tabidir. İkincisi hayvana tabidir. Tabiri caizse dört ayaklı olan ve eti yenen hayvanlar zekâta tabidir. Üçüncüsü bazı meyveler ve hububatlardır. Diğer bir kısmı ise madenlerdir. Ancak madenlerde de sadece altın ve gümüş zekâta tabi olur. 5’te 1’ini zekât vermek durumundasın. Bingöl’de yağan göktaşları ile ilgili de bu taşlar birinci derecede kimlik bakımından altın ve gümüş değildir. Zekâta tabii olan madenlerin kapsamına girmiyor çünkü içinde altın ve gümüş elementi bulunmuyor.” dedi.

 

“Zekâtını Veren İnsan Allah’a Karşı Şükrünü Etmiş Olur”

 

İsteyenlerin zekâtını verebileceğini de ifade eden Prof. Dr. Beki, “Ancak bulanlar kendi istekleri ile zekât verirlerse bununda dinen hiçbir sakıncası yoktur hatta sevabı vardır. Zekâtını veren insan Allah’a karşı şükrünü etmiş olur. Mükellefiyet açısından altın ve gümüş kapsamına girmediği için, zekâta tabi değildir hiçbir şekilde. Maden yer altında olan gizli hazinelerdir. Yer altı madenleri de iki kısma ayrılır genel olarak; bir kısmına rikaz (toprağa gömü yapma) denilir bir kısmına da maden denilir. Rikaz insanlar tarafından yer altına yerleştirilen madenlerdir o yüzden bunların hükmü ayrıdır. Birde Allah tarafından, yer altına yaratılan madenlerdir. Buda belirli elementlerle Allah’ın koyduğu hükümlerle altın ve gümüş oluyor.” şeklinde konuştu.

 

“Burada Devletin Bir Emeği Yok”

 

 

Göktaşlarının, Sarıçiçek köyüne ise yerden değil gökten inmiştir diyen Prof. Dr. Beki, sözlerine şöyle devam etti: “İnsanoğlunun hiçbir emeği yoktur. Cenab-ı Allah’ın bir lütfü olarak inmiştir. Bir nevi denizdeki balıklara benzerlik gösteriyor bu olay. Yani bedavadan gelmiştir ve kimse yaratmamıştır. Ama insanlar balıkları tutup sattıkları zaman, parasal bedellerine zekât düşer. Göktaşları da öyledir yani uzay denizinden düşen nimetleri kim yakalarsa onun malı olur. Mal olduktan sonra zekâta tabi olup olmadığı incelenir. Kur’an-ı Kerim’de de zekât konusunda şöyle buyrulur; Onların mallarından yani müminlerin mallarından zekât alın. 5/1’i devletindir 5/4’ü ise, malı bulanındır. Ama burada devletin bir emeği yok. 5/1’i niye devlete veriliyor çünkü İslam devletlerinde fetih edilen yerlerde, gayri Müslimlere ait olan madenleri devlet fetih yoluyla mülk edinmiş oluyordu. Dolayısıyla 5’1’i devletin hakkıydı 5’4’ü ise bulanın hakkı oluyordu. Ancak bu olayda devletin orayı yani uzay denizini fethetmediği için, İslam açısından ne devletin bir emeği vardır nede bulan şahsın bir emeği vardır” şeklinde konuştu.

Yorum yapın

Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz *

0 Yorum