Advert
as

"Bu aylar Allah'ın bizlere lütfudur"

Mübarek ay, gün ve gecelerin Allah’ın (C.C) biz kullarına bir lütfu ve ihsanı olduğunu söyleyen Âlimler ve Medreseler Birliği üyesi Molla Fesih Memiş, bu günlerde daha çok ibadet edilmesi konusunda Müslümanlara önemli tavsiyelerde bulundu.

İslam dünyası mübarek üç ayları karşılamaya hazırlanıyor. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in  (sav) “Ya Rabbi, Recep ve Şaban’ı bizler için mübarek kıl ve bizi Ramazana eriştir.” diye dua ederek karşıladığı mübarek 3 aylar, bu gece  başlıyor.

Üç ayların önemi ve Müslümanların üç ayları nasıl değerlendirmesi gerektiği konusunda Âlimler ve Medreseler Birliği (İttihad'ul Ulema) üyesi Molla Fesih Memiş'le röportaj gerçekleştirdik.

"Bu mübarek ay, gün ve gecelerin Allah’ın (C.C) biz kullarına bir lütfu ve ihsanıdır." diyen Memiş'le yaptığımız röportajın tamamı şöyle:

Öncelikle bize vakit ayırdığınız için teşekkür ediyoruz. Malumunuz olduğu gibi mübarek üç aylara giriyoruz. Bizlere üç ayların öneminden bahsedebilir misiniz?

Halk arasında ‘Üç Aylar’ diye bilinen; Recep, Şaban ve Ramazan biz Mü’minler için sevinç, merhamet ve mağfiret aylarıdır. Bundan dolayı bu aylara yaklaştığı zaman Resulullah (s.a.v); ‘Allah’ım, bize Recep ve Şaban’ı bereketli kıl; bizi Ramazan’a ulaştır.’ diye duada bulunurlardı.

Bu aylarla ilgili Hz. Aişe (r. anha) ve Abdullah ibni Abbas’ın (ra) rivayet ettiği bir hadiste Resulallah (s.a.v) ile ilgili; ‘Recep ayında öyle oruç tutardı ki, orucunu açmaz zannederdik; bazen de oruç tutmazdı hiç tutmamış derdik.’ diyor.

Şaban ayı ile ilgili de Hz. Aişe (r. anha) validemiz şöyle buyuruyor; ‘Ben, Resulullah’ın (s.a.v) Ramazan ayından başka bir ayı tam olarak oruçlu geçirdiğini görmedim. Şaban ayında oruç tuttuğu kadar da hiçbir ay böyle oruç tuttuğunu görmedim.’ Bu demek oluyor ki Şaban ayında diğer aylara göre daha çok oruç tutmuştur.

Bununla ilgili Resulullah (sav); ‘Recep ayı Allah’ın (c.c) ayıdır, Şaban ayı benim ayımdır, Ramazan ayı ise ümmetimin ayıdır.’ buyurmuşlardır.

Bu aylarda çok önemli gün ve geceler vardır. Allah’ın  (c.c) ve meleklerin değer verdiği bu gün ve gecelerde yapılan amellerin, yalvarış ve yakarışların, dua ve niyazların makbul olacağı ile ilgili hadisler vardır.

Üç ayların ilki olan Recep ayının ilk Cuma gecesi Regaip Kandili’dir, 27’nci gecesi de İsra ve Mi’rac hadisesinin yaşandığı gecedir. Şaban ayında Berat Kandili vardır. Ondan sonra gelen Ramazan ayının her günü, ayrı bir fazilete sahiptir. Kur’an-ı Kerim o ayda nazil olmuştur. O ayın tamamı içerisinde gizlenmiş öyle bir gece vardır; o gece, Kur’an-ı Kerim’de bin geceden daha hayırlı olan gece olarak tabir edilen Kadir Gecesi’dir.

Allah’ın bu şekilde bazı gün, gece, hafta ve ayları diğerlerinden faziletli kılmasının hikmetleri nedir?

Yüce Allah (cc) yeri ve göğü yarattığı zaman ayların sayısını 12 olarak belirlemiştir. Bu aylardan dördü haram aylardır. Bu aylar içerisindeki bütün gün ve geceler Allah (cc) katında değerlidir, lakin bazı gün ve gecelere ayrı bir ehemmiyet verilmiştir. Bu hususta Resulallah (sav), ‘Beş gece vardır ki bu gecelerde yapılan dualar geri çevrilmez. Bu geceler; Recep ayının ilk Cuma gecesi, Berat gecesi, Ramazan bayramı gecesi, Kurban Bayramı gecesi ve yılın 12 ayında haftada bir gelen Cuma geceleridir.’ buyurmaktadır. Bu gecelerden biri de yarındır. Çünkü yarın hem Cuma gecesi, hem Regaip Kandilidir.

Peki, bu mübarek aylarda Müslümanlara tavsiyeniz nedir, bu gece ve günlerini nasıl geçirsinler?

Bu mübarek ay, gün ve geceler Allah (cc)’ın biz kullarına bir lütfu ve ihsanıdır. Kur’an-ı Kerim’de ‘Ey nefislerine karşı Allah (cc)’ın sınırlarını aşanlar; Allah’ın (cc) merhametinden ümit kesmeyin. Zira Allah bütün günahları affeder.’ diye buyurmaktadır. İşte bu şekilde Allah (cc), bizi kulluk etmeye davet ediyor. Nitekim Allah (cc), Kur’an-ı Kerim’de; ‘Bana dua edin ki duanıza icabet edeyim’ buyurmaktadır. Bakara Suresi’nde ‘Ey Muhammed! Eğer kullarım beni sana soracak olurlarsa de ki; ben onlara çok yakınım. Ben dua edenin duasını işitir ve icabet ederim. Öyle ise onlar da benim davetime icabet etsinler, imanlarında sebat etsinler, ibadetlerine devam etsinler ki doğru yola erişsinler.’ ifadeleri kullanılıyor.

Dolayısı ile biz bu üç ayları ve bunlar içerisinde bulunan mübarek gün ve geceleri fırsat bilerek oturup bir nefis muhasebesi yapmalıyız. Daha çok dua ve ibadet etmeliyiz, daha çok Kur’an tilavetleri yapmalıyız. Fakir, miskin ve muhtaçları daha çok gözetlemeliyiz. Müslümanlar arasında olması gereken vahdeti ve kardeşliği daha çok perçinlemeye çalışmalıyız. Nitekim hepimizin önünde ölümle sonuçlanacak ve dünya hayatına sın verecek bir hakikat vardır. Ahirette mutlaka her amelimizin hesabını Allah’a (c.c) vereceğiz.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Ne zaman ki Müslümanlar Kur’an-ı Kerim’e göre amel etmişse, Kur’an’la kalkıp oturmuşsa, Sünnet-i Seniyye’yi takip etmişse görmüşüz ki Müslümanlar sürekli veren el olmuştur, dünyaya adalet, medeniyet ve ilim dağıtmıştır. Dünya medeniyetleri her konuda onlara muhtaç bir duruma gelmiştir. Fakat günümüzde olduğu gibi Müslümanlar Kur’an ile amel etmeyi terk etti. Resulullah’ın yolunu terk etti. İşte o zaman dünyanın her yerinde perişan bir duruma geldi, mazlum ve mustazaf durumuna düştü. Bugün içerisine düştüğümüz bu zilletten kurtulmamız için silkinip kendimize gelmeliyiz. Kur’a-ı Kerim’i satır ve sayfalardan çıkarıp hayatımızda tatbik etmeliyiz. Sünnet-i Seniyye’yi hayatımızda tatbik etmeliyiz. Kur’an ve Sünnet’in bize emrettiği vahdet ve kardeşliği aramızda tesis etmeliyiz. Bunun için bugün elimizden gelen dua etmektir, çünkü dua Mü’minin silahıdır, dua ibadetin beynidir. Öyleyse bu gece dualarımızı, yalvarış ve yakarışlarımızı daha da çoğaltmalıyız. Gözyaşları içerisinde, samimi bir şekilde bahsettiğimiz bu zilletten hem kurtulmak için hem de vahdet ve kardeşliğin aramıza yeniden yerleşmesi için Allah’a (c.c) talepte bulunmalıyız.


 

Yorum yapın

Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz *

0 Yorum