Solhan İlçe Müftüsü Eyüphan Toprak, yeni yıl öncesi “Noel ve Nefis Muhasebesi” konusunu kaleme aldı.
İlçe Müftüsü Eyüphan
Toprak’ın “Noel ve Nefis Muhasebesi” konulu yazısı;
Türkçe’de yılbaşı kutlamasıyla özdeşleştirilen noel,
Latince’de “Tanrı’nın doğum günü” anlamına gelen ve Hz. Îsâ’nın doğum günü kutlamasını
ifade eden dies natalis teriminin Fransızca karşılığıdır (Noel).
Batı
Hıristiyanlığı tarafından 25 Aralık’ta kutlanan Noel, Doğu kilisesince 6 Ocak
tarihi benimsenmesine rağmen daha sonra Aziz Hippolytus’a (ö. 236) atıfla 25
Aralık tarihi ortaya atılmıştır. Bu tarih, IV. yüzyılın başlarında Bizans
İmparatoru Konstantinos’un Hıristiyanlığa girişinin ardından Îsâ’nın resmî
doğum günü (nativitas domini) ilân edilmiştir.
Günümüzde Noel,
Batı Hıristiyanları tarafından 25 Aralık tarihinde kutlanmakta ve Julian
takvimine dayanan 1 Ocak’taki yılbaşı eğlenceleriyle birleştirilmektedir.
Noel’in tarihi serüveni ile alakalı doğru-yanlış birçok malumat bulunmasına
karşılık, biz, bu kadarıyla iktifa edelim.
Santa Claus ve çam
ağacı figürü
Santa Claus, Türkçe’ye Noel Baba ismiyle
ve yılbaşı eğlencesiyle bağlantılı biçimde giren bu figür Santa (Aziz) Nikolas
adlı bir hıristiyan azizinin etrafında şekillenmiştir. Aziz Nikolas, Noel
akşamı çocuklara hediye dağıtan efsanevî şahsiyete dönüşmüştür. Kırmızı
kıyafeti, uzun beyaz sakalı ve baca deliğinden girip şömineden çıkması gibi
hayalî özelliği ile ilk defa 1870’te Thomas Nast adlı bir ressam tarafından
çizilmiş, Santa Claus’un evinin kuzey kutbundaki buzlar ülkesinde olduğu ve Ren
geyiğiyle çekilen bir kızak kullandığı efsanesi yayılmıştır.
Noel
kutlamasının bir başka temel unsuru olan çam ağacının Yunan ve Roma pagan
kültürlerindeki Attis tanrısına yönelik âyinden kaynaklandığı kabul
edilmektedir. Bereket tanrısı Attis’in çam ağacında yeniden vücut bulduğuna
inanılmakta, buna bağlı olarak çam ağacına bereket sembolü diye
tapınılmaktaydı.
Günümüz İnsanları’nın
Noel anlayışı
Noel gecesi,
Yukarıda kısaca temas ettiğimiz gibi tamamıyla Hıristiyan inanç, örf ve
geleneklerine ait dini-kültürel bir uygulamadır. Bununla birlikte günümüzde
insanlar tarafından, yılbaşı adı altında tamamıyla dünyevi zevklere dayanan,
şehevi duyguları ön planda tutan, meşru olmayan yiyecek ve içeceklerin
tüketildiği, kumar ve gayrı meşru kazancın tahsil edildiği, israf ve
savurganlığın zirve yaptığı, kapitalist sistemin reklamını yaptığı, İçki, hindi
ve kuru yemişlerin özel sipariş edildiği, aşk, para ve maneviyatsızlık
bezirganlığının yapıldığı, manevi hiçbir unsurun olmadığı, bir çok istismara
neden olduğu, bir çok hak ihlaline sebebiyet verdiği ve insanların çılgınca eğlendiği kutsal bir
gece konumuna getirilmiştir.
İslam ve Noel
İslam dininde
meşru ölçüde eğlenmenin mevcut olduğu iki bayram vardır. Bunlar da Ramazan ve
kurban bayramıdır. Ayrıca yılbaşı ve Noel bayramı diye tabir edilen bir
uygulama İslam dininde yeri yoktur. Ömür sermayesinin bir yılını daha geride
bırakmak ve hayatımızın bir yıllık takvimini ardımıza bırakıp işin oyun ve
eğlence boyutuyla uğraşmak dini ve mantıki bir durum değildir.
Yılbaşı gecesi
Bizim nefsimizi hesaba çekeceğimiz bir gece olmalı. Ağır aksak şu fani
dünyadaki günlerimizi tamamlarken geçmişimize dönmeli ve bu hayatı nasıl
yaşadığımızın muhasebesini yapmalıyız. Yaşadığımız hayatın ne kadarlık bir
kısmını Allahın rızasını kazanmak için geçirdik. Yaşantımız buyunca birinin
kalbini kırdık mı? Birine haksızlık yaptık mı? Başkasına ait olan bir şeyi
zimmetimize geçir dik mi? Kul hakkını ihlal ettik mi? Alış veriş ve ticarette
ölçü ve tartıya dikkat ettik mi? Bizler bütün bu soruların cevabını vermeli ve
vicdanı rahat bir birey olarak hayatımızın geri kalan kısmını sürdürmeliyiz.
Değerli bir şeyi
kaybetmenin sevinci ve mutluluğu olmaz. Hele ki kaybedilen şey bizim ömrümüzse.
Şunu unutmayalım ki verdiğimiz her nefes bizi ölüme bir adım daha
yakınlaştırmaktadır. Bizler ise ömrümüzün koca bir yılını daha geride bıraktık
diye fütursuzca eğlenemeyiz. Bu bizim Müslümanlık kimliğimizle bağdaşmayan bir
durumdur.
2020 yılı salgın
hastalıkların, depremlerin, doğal afetlerin, sel, çığ, heyelan ve birçok
felaketlerin meydana geldiği ve ülkemizde on binlerce insanın hayatını
kaybettiği bir yıl oldu. 2020 yılına girdiğimiz de bir yıl içerisinde bu kadar
menfi hadiselerle karşılaşacağımız söylense birçoğumuz buna belki inanmayacaktı
ancak mukadderatta var olanı gördük. Bu vesile ile yılın sununda oyun ve
eğlence merasimleri tertipleme derdin de değil de elimizi rabbimize açıp var
gücümüzle dua etmenin ve Allahtan bizim için en hayırlısı olanı talep etme
heyecanı içerisin de olmalıyız.
Allah, (c.c)
kutsal kitabımızda “….Hiç kimse yarın ne elde edeceğini
bilemez…”(Lukman/34) “Ey iman edenler!
Allah’a karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın için önceden ne göndermiş
olduğuna baksın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah,
yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” (Haşr/18) Müslümanlar olarak bu
ayetlerin içeriğine sımsıkı sarılmalı ve yarın (ahret günü)için hazırlığımızı
ibadetle, duayla, namazla, zikirle, Kur’an tilavetiyle ve İlim öğrenmekle
yapmalıyız. Yılın son gününü de bu bilinç ve şuurla idrak etmeliyiz. Kısa ve
geçici zevkler uğruna ahret hayatımızı mahvetmemeliyiz.