Çanakkale Zaferi'nin 106. Yıldönümü ile 18 Mart Şehitleri anma günü tüm Türkiye’de olduğu gibi Solhan’da da törenle anıldı.
Çanakkale Deniz Zaferi'nin
106. Yıldönümü ve 18 Mart Şehitleri anma günü Belediye Kültür Merkezinde
kutlandı.
Düzenlenen programa, Kaymakam Mustafa Hamit Kıyıcı, Belediye Başkanı Abdulhakim Yıldız, kurum amirleri ve öğrenciler katıldı.
Programda günün anlam ve
önemini belirten konuşmasını yapan Atatürk İlkokulu öğretmenlerinden Edanur
Çakmak şu ifadelere yer verdi.“Tarih boyunca hiçbir millete nasip olmayan ve
yüce Türk milletinin kahraman evlatlarınca verilen bir büyük mücadelenin adıdır
Çanakkale... Şairin ifadesiyle, Bedrin aslanlarının kükrediği ateşten bir
imtihandır Çanakkale... Kınalı kuzuların gül bahçesine girercesine şahadete
atıldığı bir yerdir Çanakkale..
Çanakkale, öyle bir mücadeledir ki, asırlardır yorgun düşmüş bir milletin, varlığını, bağımsızlığını devam ettirme savaşıdır... Osmanlı Devleti in yıkılış sürecinde olan bu savaş I. Dünya Savaşının da önemli bir cephesini oluşturmaktadır. Bir tarafta yıllardır süren savaşların etkisiyle yorgun ve yılgın, silahları eski ve yetersiz durumda olan Osmanlı ordusu varken; diğer yanda güçlü sanayi ve teknoloji ile beslenen benzeri görülmemiş bir gücün timsali olan ve kolay zaferler peşinde koşan düşman kuvvetleri vardı. Bu sebeple zamanın en güçlü deniz filosu oluşturulmuştu, Çanakkale, denizden geçilecek ve imparatorluğun tüm direnme gücü kırılıp ülke parçalanarak müşterek hedefe ulaşılacaktı. Asırlardır hükmettiği toprakları tek tek elden çıkaran, yorgun düşmüş Osmanlı İmparatorluğunun o zamanki hali düşman kuvvetlerine zaferi yakın göstermekteydi. Çanakkale sırtlarında savaş başladığında düşman güçlerinde en modern kara ve deniz silahlarıyla 506 top namlusu mevcutken; bizim birliklerimizde sadece 72 top bulunmaktaydı. 506 güçlü toptan atılan korkunç mermiler boğazın iki yakasını toz duman içerisinde bırakmıştı.
Çanakkale Zaferi de ilk
taarruzu gerçekleştiren Nusret mayın gemisidir. Elde kalan son 26 mayınla 8-9
Mart gecesi ustalıkla yapılan bir planlamayla düşmanın kontrolü altındaki
karanlık limanda gerçekleştirdiği mayın dökme harekâtı ile 24 saat içinde
Marmara'da olacağı planlanan bir filoyu mağlup ve perişan ederek geri
püskürtmüştür. Çanakkale Boğazı’nı denizden geçemeyeceğini anlayan düşmanın
karadaki harekâtı da başarısız olmuş ve kahraman askerlerimiz düşman güçlerine
"ÇANAKKALE GEÇİLMEZ" dedirtmiştir.
Böyle bir başarı sadece
işgalcilerin güç ve gururunu değil, milletimizin makûs talihini de yenmiştir.
Bu çetin mücadelede düşman güçlerinin dikkate almadıkları bir nokta vardı. O da
sadece silahlar değil, onu kullanan insan ve iman gücüyle beslenen inançtı.
İşte Edremitli Seyit de 270 kiloluk top mermilerini namluya sürerek adını
tarihe yazdıranlardan olmuştur. Bu güç başka neyle açıklanabilir ki?... Bu
inançtır ki esaret zincirini boynuna takmamış, bağımsızlığı namus ve şeref
addetmiş bir ulusun istiklal ve onurunu kurtarmıştır. Türkün ateşten gömlek
giydiği bu var olma mücadelesinde yüce Türk milleti topuyla, tüfeğiyle, kanıyla
bayraklaştırmak istediği bağımsızlığı, karşısındaki muazzam güce rağmen,
yılmadan ve fedakârca kazanmıştır.
Çanakkale Zaferi zor
şartlar altında binlerce şehit verilerek kazanılmış mukaddes bir zafer olarak
tarihteki yerini almıştır. Bizlere böyle bir zaferin gururunu yaşatan şehit ve
gazilerimizi şükranla anıyorum.”dedi.
Program, Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri anma video gösterimi ile Atatürk İlkokulu öğrencilerinin şiir okuması ve oratoryo gösterisi ile son buldu.