Advert
as

Güler “Başarının Sırrı, Sırtını Teşkilatına Dayamaktır!”

Güler “Başarının Sırrı, Sırtını Teşkilatına Dayamaktır!”

Bir önceki dönem AK Parti İl Başkanı olan Mehmet Hanefi Güler; “Başarılı olmak isteyen siyasetçi, sırtını teşkilatına dayamalıdır. Teşkilatına sırtını dayayan insan ise sırtını halka dayamış insan demektir. Halkına sırtını veren insanın ise başarısız olma ihtimali yoktur!” dedi.

Bir önceki dönem AK Parti İl Başkanlığı görevini yürüten Mehmet Hanefi Güler, toplumun siyasetçiden uzaklaşma sebepleri üzerine değerlendirmede bulundu. Adalet, mütevazılık, tevazu, teşkilatlarına önem veren siyasetçinin toplumda karşılık bulacağını vurgulayan Güler düşüncelerini şu şekilde ifade etti: “Siyasetçi dendiği zaman toplum Salih bir niyet ile bakmıyor. Ama fakat lakin diye şüphe ile bakıyor. Siyasetçinin siyaset meydanında topluma vermiş olduğu birçok vaatleri seçim sonrası yerine getirememe veya bu konuda iyi niyet gösterememe noktasında kamuoyunda ciddi bir kanaat oluşuyor. Örneğin biz insanlara diyorduk ki alımlar kuradır ve noter huzurunda yapılıyor. Bizim bir müdahalemiz söz konusu değildir. Vatandaş siz bir şeyler yaparsınız diyor. Yani yozlaşmanın boyutu öyle bir hale gelmiş ki noter huzurundaki kuraya dahi vatandaş güvenmiyor. Bunun da sebebi siyasetçilerin uygulamalarından kaynaklıdır. Bunların izalesinin sebebi de siyasetçinin adil olmasından geçiyor. Kuran adaleti iyilikten önce emrediyor. Siyasetçi adil davranırsa, mikro milliyetçiliği bırakırsa, bölge, yöre ayrımını bir yere bırakırsa, bunu da vatandaşa icraatlarında gösterirse siyasetçiye güven peyderpey artacaktır.” 
 “İşin Olmazsa Olmazlarından Biri Adil Olmaktır”
Adaletin herşeyin başı olduğunu ifade eden Güler; “Adalet herşeyin başıdır. İşin olmazsa olmazlarından biri adil olmaktır. Müslüman bir insan adil olmak zorundadır. Onun dininden olmayanlar dahi ona karşı güven ve emin olmalıdır. Bu adam Müslümandır bana zarar vermez kanaatine varması lazım. Adalet unsuru dinimizin çok önemsediği bir meseledir. Allah diyor ki ben adaleti size emrediyorum. Adalet çok geniş kapsamlıdır. Uygulamanda, ticaretinde, dostluğunda, arkadaşlığında, siyasetinde, teşkilatında, tabanında her yönüyle adaletin sağlaması lazım. Siyasetçi adil olduğun zaman güven artar, kuşku azalır. Siyasetçinin topluma güven vermesi için adaleti sağlaması lazım. Bir diğer olmazsa olması mütevazılıktır. Kişi ne kadar tevazulu olursa Allah o kadar onun kıymetini arttırır. Bu kesin Resulullah’ın hadisidir. Kim tevazulu olursa Allah ona kadir kıymet verir. Kim kibirli olursa toplumun gözünde küçülür ve değer kaybeder. İnsanlar makam mevkilere gelebilir, para kazanabilir, yetki sahibi olabilirler ama toplumuna karşı tevazulu olduğu zaman toplumda kıymete biner. İlimiz küçük bölgelerden oluşuyor. İlimizin sorunları istişare ile çözülür. İstişare hataları azaltır. Küçük illerde değer yargıları ön plandadır. Adil, mütevazı ve istişareye önem verdiğin zaman toplumda karşılığınız artar. İstişare çözüm metotlarının vazgeçilmez unsurudur. Şehrimizin 7 ilçesi var. Kanaat önderleri, ilim adamları, muhtarlar, STK’lar, gençlik temsilcileri, kadın temsilcileri ile istişareli işler yaptığın zaman memleket ile ilgili vereceğin kararlar tepki çekmez, toplum tarafından sahiplenilir. Siyasi partilerde şöyle bir teşekkül vardır; mahalle, köy, belde, ilçe, kadın, gençlik, belediye ve il genel meclisi ile il yönetimlerinden oluşuyor. Bu oluşum kendi içerisinde çok ciddi bir örgütlenme ağıdır. Bu oluşum ile istişare edilirse hep adalete hem hakka hem de çözüme sevk eder. Seçimden önce siyasetçinin toplumda söylediği sözleri seçimden sonra eylemlerine de yansıtırsa siyasetçinin güveni artar” şeklinde konuştu. 
“Siyasetçi Kibirden Uzak Durmalıdır”
Siyasetçinin kibirden uzak durması gerektiğini ifade eden Güler, “Siyasetçilerin her defasında karşılanma kibrinden uzak durması gerekiyor. İlk görev verilişinde halk tarafından karşılanması ve bağrına basılması ne kadar doğalsa her defasında karşılama töreni yapılması ise o kadar yanlıştır. Bu küçük ilde siyasetçinin önce buna söz vermesi lazım; ben asla havaalanında beni karşılama merasimi yaptırmayacağım. Memleketime sade geleceğim. Trafik kurallarına uyacağım. Önüme arkama yanıma polis eskortları yerleştirmeyeceğim. Teşkilatlarımla abi kardeş ilişkisi kuracağım. Düşünün bir Yedisu, Yayladere, Adaklı ilçelerinden o kadar yol geliniyor havaalanında siyasetçiyi karşılama merasimine katılmak için. Bunu biz doğru bulmuyoruz. Daha sade bir uygulama hayata geçirilmelidir. Teşkilatları yerinde ziyaret etmen, saatlerce istişare etmen, değer vermen, sorunları masaya yatırman heyecan ve motivasyon sağlar. Gençlere, kadın kollarına, mahalle başkanlarına söz hakkı vermek lazım. Tanıman, bilmen, konuşman, sahip çıkman lazım. 15 yıldır şehrin siyasetinde en üst rütbede olan birinin bir mahalle başkanını tanımaması, gençlik kolları yönetimindeki birini tanımaması onun büyük bir eksikliğidir. Toplumuna, vatandaşına, teşkilatına tepeden bakmadır. Seçilmiş kişileri sözde temsil eden insanların piyasada dolaşmaması lazım. Sırf seçilmişin akrabasıdır diye toplumda bir ayrıcalığının olmaması lazım. Hüküm ve ahkâm kesmemeleri lazım. Toplumda nefret ettirici tutum içerisinde olmamaları lazım. Seçilmiş insan mesuldür. Sorumluluk seçilmiştedir. Ondan dolayı evladı, akrabası, köylüsü ve yakınının işgüzarlık yapmaması lazım. Milletin vekili ile vatandaş arasında aracı olmaması lazım. Vekil ile vatandaş arasındaki tek aracı teşkilatlardır” 
“Bürokratik Yapılanmada Liyakat Esas Olmalıdır”
Şahsi gelecek hesaplarıyla, küçük ve ucuz oyunlarla, kadroculuk yapmanın partiye en büyük ihanet olduğunu ifade eden Güler; “Seçimlerde kapı kapı dolaşan kadın, gençlik, mahalle teşkilatları oy toplayıp sorunlarla birebir muhatap ise seçim sonrasında da bu kişiler istişarenin en ön planında olacak fikirleri ve düşünceleri önemsenecek öncelikli kişilerdir. STK temsilcileri partimizin manifestosunu kendi oluşumlarında münazara eden fikir belirten savunan kişiler bizim istişare kurulumuzun en ön safında yer alan kişiler olmalıdır. Yine şehrimizin akil insanlarından oluşan bir geniş kapsamlı bir grubun istişare kurulunda yer alması lazımdır. Siyasetçinin etrafında kümelenen kişiler öncelikli değillerdir, olmamalıdır. Bürokratik yapılanmada ehliyet, liyakat esas olmalıdır. Yeterli, birikimli, ahlaklı, çalışkan ve emeği var ise hangi bölgeden yöreden olursa olsun değerlendirmek lazımdır. Enişte, baldız, kayın, köylü, akraba şartı bir makama gelme koşulu olmamalıdır. İstediğimi yapabilirim mantığı ile davranan insan istemediği şeylerle karşılaşır. Zamanla itibari söner. Topluma çıkamaz duruma gelir. Sadece kendi şehrinde değil mensubu olduğu oluşumda da zamanda değerini yitirir. Hata yapmayayım mantığıyla davranan insan ürkek olur. Koltuk sevgisi artar. Risk almaz. Hesapçı, kibirli ve içten pazarlıkçı olur. Art niyetli olmamak lazım. Niyetin halis olur hatada yapabilirsin. Bunlardan ders almak lazım. İnsanlar seni uyardığı zaman uyarılarına öfkelenmemek lazım. İyi niyetle dinleyeceksin. İnsanların gözünde değil Allah’ın gözünde küçük düşmemeye çalışacaksın. İnsanların nefisleri sınırsızdır. Kontrol altına alınmayan duygular insanın felaketi olur. İnsanı yücelten edeptir, ahlaktır, emanete riayettir. Benim manifestom; insan hayatı Allah’ın rızasına uygun olması lazım. Böyle yaşayan insan küçük düşmez. İnsanı Allah’a yaklaştırmayan her amel insanın boynunda bir vebaldir. Eğer bir kişinin ölümünde insanlar arkalarında seviniyorlarsa gideceği yer tehlikeli yerdir” ifadelerini kullandı. 
“Kendini Başkasından Üstün Görmek Şeytanın Bir Niteliğidir”
Günümüzün hatalardan biri de kişinin kendini hep haklı olarak görmesidir. Kendini başkasından üstün görmek şeytanın bir niteliğidir diye ifade eden Güler; “İyi insanların durum ve şartları değişse de karakterleri değişmez. Cömert insan fakir düşse de yine cömerttir. Mütevazı insan büyük bir makama gelse de yine mütevazıdır. Hoşgörülü insan hakarete uğrasa da hoşgörülüdür. Güzel söz hem kalpleri tedavi eder hem de yeni yaşam biçimlerini inşa eder. Günümüzün hatalardan biri de kişinin kendini hep haklı olarak görmesidir. Kendini başkasından üstün görmek şeytanın bir niteliğidir. Musa (A.S) Harun benden daha fasih konuşur" diyebilirken şeytan ben Âdem’den daha iyiyim" demektedir. Vicdanı ölenin tedavisi olmaz. Güçlü adam, başkasına zulmetmeyen kişidir. Üç olmazsa olmazımız;  tebessüm, selam ve güzel sözdür. Vazifemiz; insanlara eziyet etmek değil, merhamet etmektir. Yanlış yolda yürüyenlere önderlik edeceğimize doğru yolda tek başıma yürürüm. Çünkü hak nicelikte değil niteliktedir. Bu duygu ve düşüncelerle içerisinde bulunduğumuz mübarek üç ayları ve bütün İslam Alemi’nin Berat Kandil’ini tebrik eder, bizleri Ramazan ayına ve Bayrama kavuşturmasını Cenabı Allah’tan niyaz ederim.”

Yorum yapın

Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz *

0 Yorum