Advert
as

“KUDÜS FATİHİ SELAHADDİN EYYUBİ” KONFERANSI

“KUDÜS FATİHİ SELAHADDİN EYYUBİ” KONFERANSI

Peygamber Sevdalıları Solhan Temsilciliği tarafından ilçemizde düzenlenen ve Araştırmacı Yazar Dr. Abdulkadir Turan’ın konuşmacı olarak katıldığı “Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi” konferansı gerçekleştirildi.

Solhan Belediye Kültür Merkezi'nde Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından düzenlenen konferans, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. 
Konferansta Araştırmacı Yazar Dr. Abdulkadir Turan, Selahaddin Eyyubi'nin Kudüs fethi ile ilgili bilgiler verdi. Konferansa, Solhan Belediye Başkan Vekili Nihat Ayraç, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ali İhsan Yanılmaz, Gazetemiz imtiyaz sahibi Ahmed Çiftçi, HÜDA PAR İlçe Başkanı Sadrettin Kırım, Yeniden Refah Partisi İlçe Başkanı Abdullah Bildik, Cihannüma İl Temsilcisi Nihat Doğu, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Selahaddin-i Eyyubi'nin Mehmet Akif Ersoy'un ifadesiyle doğunun en sevilen komutanlarından olduğunu hatırlatarak konuşmasına başlayan Araştırmacı-Yazar Dr. Abdulkadir Turan, "Raşid halifelerden sonra en çok sevilen şahsiyet kimdir? denilse belki akla gelecek ilk kişi Selahaddin-i Eyyubi'dir." dedi.
Turan konuşmasının devamında, “Çok az insana nasip olmuştur Selahaddin’e nasip olan. İslam ansiklopedisinde isminin altına şöyle yazılmıştır. "Büyük İslam Kahramanı" diye ona o maddeyi yazan bu vasfı layık görmüştür. Selahaddini duyarlı bir anne yetiştirmiştir. ‘Ben bir Selahaddin yetiştireceğim ki, Müslümanları kurtarsın’ demiştir. Ve o Selahaddin yetişmiştir.” İfadelerini kullandı.
Turan, Selahaddin'in Bağdat'ın Tikrit bölgesinde miladi 1138 yılında dünyaya geldiğini söyledi.
Ailesinin züht ve takvasıyla tanınmış tasavvuf ehli ve Şafii mezhebine mutlak bağlı olan bir aile olduğunu söyleyen Turan, bazı sorunlar sebebiyle dostları olan Musul Atabeyi İmaduddin Zengi'nin katkılarıyla Lübnan'a yerleştirildiklerini ifade etti.
"İLK KEZ HANEFİ VE ŞAFİİLERİN AYNI ANDA DERS GÖRDÜKLERİ MEDRESELER AÇIYOR"
Turan, "Lübnan'ın bir özelliği Haçlı sınırı olmasıydı. Yani aile uç tarafa yerleştirilmişti. Uca yerleştirilen aileler gazi ailelerdi. Oraya yerleştirildikten sonra Esâdüddîn Şerkuh (Selahaddin-i Eyyubi'nin amcası)  ve Necmeddin Eyyub (Selahaddin-i Eyyubi'nin babası) haçlılarla cihad ediyorlar. Selahaddin de cihat içerisinde yetişiyor. Yetiştirilmek üzere aileye teslim edilen gençlerden birisi de İmaduddin Zengi'nin oğlu Nureddin Zengi'dir. Nureddin, Selahaddin'den 20 yaş büyüktür. Nureddin Zengi, Şerkuh ve Necmeddin'in yanında yetişirken Selahaddin-i Eyyubi de Nureddin'in ağabeyliğinde yetişiyor. Bu ekip bir bütün olarak birbirlerini yetiştiriyor. Büyük ihtimalle aynı zamanda bir cemaat gibi birbirlerine bağlıdırlar. Musullu zahitlerden Mola Ömer ile yakın bir bağları vardır. Şerkuh Nureddin Zengi'nin yanında büyük bir mücahit olarak yetişiyor. Hem Haçlılara ağır yenilgiler tattırıyor hem de hâkim olduğu bölgelerde medreseler, ribatlar yapıyor. Şerkuh, Şafii mezhebine bağlı olmasına rağmen ilk kez Hanefi ve Şafiilerin aynı anda ders gördükleri medreseler açıyor. Bu da ailenin ne kadar bilge olduğunu gösteriyor." dedi.
"SELAHADDİN-İ EYYUBİ, MISIR'DA ADETA HAZRETİ ÖMER DEVRİNİ YENİDEN İNŞA EDİYOR"
Selahaddin-i Eyyubi'nin hadis, fıkıh, Kur'an ilimleri ve diğer ilimleri öğrendiğini vurgulayan Turan, "Babası Şam'a geçtiğinde Selahaddin amcası Nureddin Zengi'nin yanında yer alıyor. Henüz ergenlik çağında bir genç olmasına rağmen doğrudan cihat saflarında yer alıyor. Bu ekip çok tertipli, çok kıymetli bir ekiptir. Gençleri asla doğrudan cihada katmıyorlar. Onların İslami ve idari ilimleri öğrenmelerini bekliyorlar. Selahaddin, çağı geldiğinde amcası ile beraber 3 kez Mısır seferine katılıyor. Amcası Mısır'a hâkim oluyor. Selahaddin orada büyük bir İslam komutanı olarak ortaya çıkıyor. Hem amcası hem de Nureddin'in gözünde değeri büyüyor. Amcasının Mısır'da vefat etmesiyle Fakih İsa El-Hakkâri'nin (Rahmetullahi Aleyh) katkısıyla sultan oluyor. Vezir olduktan hemen sonra Mısır'ın en büyük zindanını kapatıp medreseye çeviriyor. Yine Nil nehrine nazır en büyük köşkü de medreseye çeviriyor. Mısır'da öncelikle bir ilim devrimi yapıyor. Sonra bir adalet devrimi yapıyor. Mahkemeler kurup halkın sorunlarını dinliyor. Gayri İslami vergileri halkın sırtından kaldırıyor. Orada adeta Hazreti Ömer devrini yeniden inşa ediyor." şeklinde konuştu.
"SELAHADDİN, HITTIN SAVAŞI'NI KAZANIR VE PEŞİNDEN DE KUDÜS'Ü FETHEDER"
Turan, "Selahaddin çok bilge, öfkesine hâkim olan bir adamdı. Selahaddin daima kendi planını sabırla uygulamıştır. Asla kararsızlık göstermemiştir. Hayatı boyunca yakınındaki hiçbir şahsın haksızlığa uğramasına müsaade etmemiştir. Dehşet bir vefa insanıdır. Sonra ehli hadistir. Bu güzel ahlak üzerine 'Hıttın Savaşı'nı kazanır. Peşinden de Kudüs'ü fetheder." 
Kudüs'ü fethetmek ile onu elde tutmanın ayrı şeyler olduğunu ve Selahaddin'in bunu başardığını söyleyen Turan, "Selahaddin-i Eyyubi'nin birinci şanı Kudüs fatihi olmaksa ikinci şanı da onu elinde tutmasıdır. Zira Kudüs'ün fethi üzerine bütün Avrupa harekete geçmiştir. Oysa İslam alemi hem zengindir hem de iç ihtilaflara gömülmüştür. Selahaddin'e hiç yardım etmezler. Selahaddin her ne kadar 'vay İslam'ın haline' dese de büyük bir destek görmez. Avrupa'da ise Aslan yürekli Richard, Almanya kralı, Sicilya kralı var. Bu orduya, Bizans destek veriyordu. Dünya Hristiyan ittifakının tamamı üçüncü haçlı seferleriyle Selahaddin'in üzerine gelir. Ancak Selahaddin tamamını yenmeyi başarır. Selahaddin bununla dünya savaş tarihine geçmiştir. " 
"VEFAT ETTİĞİNDE KENDİ TEREKESİNDEN DEFİN TÖRENİ İÇİN YETERLİ MALI YOKTU"
Selahaddin'in savaşçı olduğu kadar ilim ehlide olduğunu hatırlatan Turan, "Selahaddin dört bir yanı medreselerle donatmıştır. Dört bir yanda hastaneler açmıştır. İlk kez hastanelerden bağımsız binalarda ders veren tıp fakülteleri inşa etmiştir. Savaş ilimleri ile ilgili kitaplar çevirtmiştir. Matematik, geometri gibi ilimlerde alimler onun yanında yetişmiştir. Bunun yanından sultanların sultanıydı. Bir o kadar da mütevazıydı. Ruhunu Allah'a teslim ettiği son ana kadar cemaatle namaz kılmıştır. Mutlaka teheccüt namazlarına kalkardı. Hacca gidememişti ama hasta olmasına rağmen Şam'ın dışına çıkıp hacıları karşılamıştır. Vefat ettiğinde kendi terekesinden defin töreni için yeterli malı yoktu. Mezarı bugün Şam’dadır. Allah ona, onu yetiştirenlere rahmet eylesin." 
Selahaddin-i Eyyubi'nin hayatından dersler çıkarılması gerektiğini de hatırlatan Turan, " Bugün bize düşen de yeni Selahaddinlerin yetişmesi için gayret göstermektir. Selahaddin ve Nureddin Zengi'nin en büyük fonksiyonu İslam dünyasını ittihada kavuşturmalarıdır. Küffar her zaman bu iki insanın çağından önceki çağı hayal etmiştir. Zira onlardan sonra 1917'ye kadar yüzyıllarca İslam aleminin ana yapısı bir bütün olarak kalmıştır. Hem bütünleşmeyi sağlamışlar hem de bunu kurumsallaştırmışlar. Adeta bir arada kalmanın kanunlarını Kur'an ve sünnet üzerine inşa etmişler. “ifadelerini kullandı.
Program, yapılan duayla sona erdi.

Yorum yapın

Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz *

0 Yorum