Siyonist işgal rejiminin Gazze'ye yaşattığı soykırım ve vahşeti telin etmek ve tepkilerini göstermek için HÜDA PAR Bingöl Merkez İlçe Başkanlığı, kitlesel basın açıklaması yaptı.
Bingöl merkez Ulu Camii önünde
düzenlenen basın açıklamasında, HAMAS'ın taleplerinin dikkate alındığı koşulsuz
ateşkes, mazlum Gazze ve Filistin halkının desteklenmesi için tüm imkânların
seferber edilmesi, dünyanın her tarafında siyonist çıkar ve unsurların ekonomik
olarak boykot edilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.
Basın açıklamasını HÜDA PAR Bingöl Merkez İlçe Başkanı Hatip Üçgül okudu.
"SABIR VE SEBATLA DİRENİŞ VE MÜCADELE SAFINDA YER ALMAK ZORUNDAYIZ"
Müslümanların zillet içerisinde
bulunmasının; siyonist işgalin daha da kökleşmesine ve telafisi zor neticelere
sebebiyet vereceğine dikkat çeken Üçgül, "Tarihin her döneminde azgınlık
sapkınlık ve zulümde ileri gitmiş kişiler, topluluklar olmuştur. Ancak bu
zalimlerin zulmü devamlı olmamış, zalimler bu dünyada da yaptıklarına karşılık
hak ettikleri cezayı almışlardır. Yeter ki zulme karşı direnenler zorluklar
karşısında yılgınlığa, umutsuzluğa düşmeden sabr-u sebat göstersinler. Aksa ve
Kudüs davasını omuzlayan Gazzeli, Filistinli kardeşlerimiz, tarihte eşine az
rastlanır bir sabır ve kahramanlıkla siyonist zulme ve barbarlığa karşı direniş
ve mücadelelerini sürdürmektedirler. Beşinci ayını doldurmak üzere olan bu
kutlu direnişin devamı ve başarısı elbette ki sadece Filistinli kardeşlerimizin
sorumluluğunda değildir. Aksa ve Kudüs davası tüm Müslümanların davasıdır.
Dünyanın gözü önünde pervasızca icra edilen soykırım ve katliama karşı durmak
İslami bir vecibe olduğu kadar vicdan sahibi her insan için de insani ve ahlaki
bir sorumluluktur. Bu sorumluluk bilinciyle siyonist vahşetin sonlandırılması,
mazlum Gazze ve Filistin halkının desteklenmesi için tüm imkânlarımızı seferber
etmek, her daim sabır ve sebatla direniş ve mücadele safında yer almak
zorundayız. Zaman, yekvücut halinde siyonistlere ve destekçileri olan küresel
istikbara karşı durma, habis işgal çetesini mübarek topraklardan söküp atma
zamanıdır." dedi.
"KÜRESEL ÇAPTA DEVAM EDEN BOYKOTLAR ISRARLA PLANLI ŞEKİLDE SÜRDÜRÜLMELİ"
Boykotların planlı bir şekilde
sürdürülmesi gerektiğini söyleyen Üçgül," Her Müslüman fert, her İslami
yapı ve topluluk, her İslam ülkesi ümmet bilinciyle mücadeleyi öncelemelidir.
Aksa ve Kudüs davasının cephe hattı olan Gazze ve Filistin, gündemimizde ilk
sırada yer almalıdır. Yerel seçimle ilgili ve siyasi, gündelik konularla ilgili
diğer gündemler Gazze, Filistin, Kudüs duyarlılığımızı gölgelememelidir.
Küresel çapta devam eden boykotlar ısrarla planlı şekilde sürdürülmeli,
dünyanın her tarafında siyonist çıkar ve unsurlar hedef alınmalıdır. Her gün
onlarca çocuğun, sivilin açlıktan şehit olduğu, insani yardıma ulaşmak için
toplananların topluca katledildiği, gıda ve su yardımının bile engellendiği
Gazze'ye temel ihtiyaç malzemelerinin ulaştırılması en öncelikli mesele haline
gelmiştir. Karadan, denizden, havadan tüm imkânlar kullanılarak Gazze'deki
muhasaraya son verilmelidir. Bunun için ulusal, uluslararası organizasyon ve
faaliyetler arttırılmalı ve gündem oluşturulmalıdır. Refah Sınır Kapısı'nın
açılması için de Mısır'a baskı yapılmalıdır." ifadelerini kullandı.
Üçgül, basın açıklamasını şöyle sürdürdü: "24 Şubat'ta İstanbul'da yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı Enformasyon Bakanları toplantısında Filistin'de işgal güçleri tarafından gazetecilere yapılan saldırılar ve siyonistlerin dünya kamuoyuna yönelik dezenformasyon faaliyetleri ele alındı. Toplantının nihai bildirisinde koşulsuz ateşkes çağrısı yapılarak siyonistlerin vahşet ve soykırımı örtbas etmek amacıyla yanlış ve yanıltıcı bilgi ve sahte haberler yayması kınandı. Siyonistlerin gazetecileri hedefleyen kasıtlı saldırılarda 130'dan fazla gazetecinin öldürüldüğü belirtilerek uluslararası topluma acil soruşturma açma çağrısı yapıldı. Elbette ki Gazze ve Filistin için atılacak her adım anlamlı ve değerlidir. Ancak kınama, çağrı ve temennilerin siyonistleri durdurmadığı, katliam ve soykırımın tüm dünyanın gözü önünde pervasızca yapıldığı dikkate alındığında İslam ülkelerinin temsil makamındaki kuruluş ve yapıların devletlerin fiili, somut adımlar atması gerektiği izahtan varestedir. Bu çerçevede söz konusu toplantıda da değinilen, kurulacak medya gözlemevi ve dijital medya platformları kurulması kararı acilen hayata geçirilmelidir. Böylece siyonist işgalcilerin işlediği tüm suçlar tespit edilip belgelenerek dünyaya duyurulmalı ve siyonistlerin dezenformasyonu da önlenmelidir."
"DİPLOMASİ VE KÜRESEL KAMUOYU HAREKETE GEÇİRİLMELİDİR"
Son olarak Gazellilerin güvenli
şekilde evlerine dönüşünün sağlanması için her platformda etkili girişimlerde
bulunularak çaba sarf edilmesi gerektiğinin altını çizen Üçgül, "Yetersiz
ve eksik de olsa 11 Kasım 2023'te Riyad'da yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı ve
Arap Ligi Ortak Zirvesinde alınan kararların uygulanması ve takibi için gerekli
mekanizmalar oluşturularak somut adımlar atılmalıdır. Bu amaçla periyodik
toplantı ve çalıştaylar düzenlenerek ortak çalışmalar çeşitlendirilerek
somutlaştırılmalıdır. Uluslararası Adalet Divanının 26 Ocak'ta aldığı ihtiyati
tedbir kararları siyonist çete tarafından dikkate bile alınmamıştır. Karardan
sonra katliam devam etmiş, insani yardımın temini yerine zorbaca engellemelerle
Gazzeliler açlığa ve kıtlığa mahkûm edilmiştir. Uluslararası hukuku ve mahkeme
kararını hiçe sayan siyonistlere karşı diplomasi ve küresel kamuoyu harekete
geçirilmelidir. Yapılacak ateşkes görüşmelerinde HAMAS'ın taleplerinin dikkate
alınarak koşulsuz ateşkes, ambargonun kaldırılması, Gazze'nin imarı, hukuksuz
şekilde hapsedilen tutukluların salıverilmesi ve Gazellilerin güvenli şekilde
evlerine dönüşünün sağlanması için her platformda etkili girişimlerde
bulunularak çaba sarf edilmelidir. Tarih, inanç azim ve sabırla birlik halinde
mücadele edip direnenlerin zafer örnekleriyle doludur. Yüce Rabbimiz de inanç
ve sabırla kendi yolunda direnenlere zafer vadetmektedir." ifadelerine yer
verdi.
Program yapılan dua ile sona erdi.