Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanarak tüm camilerde okunan Cuma hutbesi, "Kul Hakkı Ateşten Gömlektir" konusu ele alındı.
Türkiye genelinde kılınan Cuma namazı öncesi okunan
hutbede, kul hakkına vurgu yapıldı.
Cuma hutbesini okuyan Solhan Ulu Camii İmam Hatibi Mehmet Bingöl, "Bir kişi kıyamet günü kıldığı namaz, tuttuğu oruç ve verdiği zekâtla gelir. Ancak dünyada iken birine sövmüş, diğerine iftira atmış, ötekinin malını yemiş, berikinin kanını dökmüş, bir başkasını dövmüştür. İhlal ettiği bu hakların karşılığı olarak onun iyiliklerinden alınıp hak sahiplerine verilir. Şayet hesap tamamlanmadan iyilikleri biterse, mağdur ettiği insanların günahlarından alınarak onun üzerine yüklenir, sonra da cehenneme atılır. İşte gerçek müflis budur.” Hadisiyle başlayan haftalık hutbenin tamamı ise şöyle:
"Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir gün, ashâbına 'Müflis kimdir biliyor musunuz?' diye sordu. Sahabe-i kirâm, ‘Malını mülkünü kaybetmiş, iflas etmiş kimsedir.’ diye cevap verdiler. Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyurdu: 'Bir kişi kıyamet günü kıldığı namaz, tuttuğu oruç ve verdiği zekâtla gelir. Ancak dünyada iken birine sövmüş, diğerine iftira atmış, ötekinin malını yemiş, berikinin kanını dökmüş, bir başkasını dövmüştür. İhlal ettiği bu hakların karşılığı olarak onun iyiliklerinden alınıp hak sahiplerine verilir. Şayet hesap tamamlanmadan iyilikleri biterse, mağdur ettiği insanların günahlarından alınarak onun üzerine yüklenir, sonra da cehenneme atılır. İşte gerçek müflis budur.'
Aziz Müminler!
Ailede, toplumda ve dünyada yaşanan bütün kötülüklerin
temelinde kul hakkı ihlalleri vardır. Maalesef, kimi zaman alışkanlıkla, kimi
zaman ihmal ve gafletle, kimi zaman da kasten kul hakları ihlal edilmektedir.
Canın, dinin, malın, aklın ve neslin muhafazası, İslam’ın en temel
esaslarındandır. Bu haklar Allah katında kutsal ve dokunulmazdır. Onların
ihlali ise ağır bir vebal, büyük bir zulüm ve kul hakkına girmektir.
Kıymetli Müslümanlar!
Kul hakkı ihlallerinin en büyüğü, bir insanın canına kast
etmektir. Ne yazık ki bugün, siyonist zalimler, dünyanın gözü önünde bu
insanlık suçunu işlemeye devam etmektedir. Yüce Rabbimizin bu husustaki uyarısı
gayet açıktır. 'Kim bir mümini kasten öldürürse; cezası, içinde ebedi kalacağı
cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap
hazırlamıştır.'Bize düşen ise; başta Gazze olmak üzere dünyadaki zulümlere
karşı sessiz kalmamak, mazlumlara maddi ve manevi desteğimizi daha da
artırmaktır.
Değerli Müminler!
Karşılıklı rıza olmadan Yüce Rabbimizin koyduğu miras
ölçüsünü değiştirmek ilahî adalete aykırıdır. Dolayısıyla kişinin; kız
çocuklarını mirastan mahrum bırakması, kız çocuklarının da Allah’ın takdir
ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır. Arazi sınırlarını ihlal ederek
başkasının mülkünü gasp etmek, asılsız gerekçelerle insanların mallarına el
koymak, yalan beyanlarla insanları mağdur etmek ateşten gömlek giymektir.
Hutbeme başlarken okuduğum hadis-i şerifte Resûl-i Ekrem (s.a.s), 'Hiç
kimse hakkı olmayan bir karış toprağı bile almasın! Eğer alırsa, kıyamet
gününde Allah yedi kat yeri onun boynuna dolar.' buyurmaktadır.
Aziz Müslümanlar!
Adam kayırmak, çalışanlar arasında adil davranmamak kul
hakkıdır. İşverenin; çalışanına ücretini tam ve zamanında vermemesi, gücünün
üstünde iş yüklemesi, sigortasını yaptırmadan onu çalıştırması kul hakkıdır,
günahtır. Çalışanın ise, işverenin malına zarar vermesi, çalışma saatlerine
riayet etmemesi, hasta olmadığı halde rapor alarak işe gitmemesi de kul
hakkıdır, günahtır.
Zemin etüdü yaptırmadan bina inşa etmek, inşaat malzemesinden çalmak, kalitesiz malzeme kullanmak insanları aldatmaktır, kul hakkıdır. Ayrıca, ülkemize gelen yabancılara, yurt dışından vatanlarını ziyarete gelen kardeşlerimize alışverişte farklı tarife uygulamak, bilgisizliklerinden istifade ederek onları aldatmak kul hakkıdır, günahtır.
Kıymetli Müminler!
Hangi sektörde olursa olsun, üreticinin malını değerinden
düşük alıp yüksek fiyatlara satmak, bir ürünün raf ömrünü uzatmak için
içerisine sağlığa zararlı maddeler katmak, son kullanma tarihi geçmiş ürünleri
piyasaya sürmek kul hakkıdır, günahtır. Stokçuluk ve karaborsacılık yaparak
fiyatları yükseltmek, ölçü ve tartıda hile yapmak, ayıplı bir malın kusurunu
gizleyerek satmak kul hakkıdır, haramdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s),'Bizi
aldatan bizden değildir.' buyurarak konunun önemine dikkatlerimizi
çekmektedir. Ayrıca kişinin, herkesin ortak kullanımına ait olan sokakları ve
kaldırımları şahsi çıkarları için işgal etmesi ve insanların yürümelerine engel
olması kul hakkıdır. Sosyal medyada, dijital mecralarda yalan ve yanlış
haberlerle insanlara iftira atmak, onurlarını rencide etmek de kul hakkıdır,
günahtır. Müslümana yaraşan ise, helalle yetinmek, harama asla tevessül
etmemektir. Hiç kimsenin şerefine ve haysiyetine dil uzatmamak, bir başkasının
malına göz dikmemektir.
Değerli Müslümanlar!
Kul hakkı bilinci, ailede başlar. Güçlü bir eğitim ve
manevi bir bilinçle kök salar. Unutmayalım ki kul hakkı, mahşerin en ağır
hesaplarından biridir. Hak sahibinden helallik almadan, onun maddi ve manevi
zararlarını telafi etmeden ahiretin çetin azabından kurtuluş olmayacaktır.
Hutbemi Bakara sûresinin 281. ayetinin mealiyle bitiriyorum: 'Öyle bir günden sakının ki, o gün hepiniz Allah’a döndürüleceksiniz. Sonra herkese kazandığı amellerin karşılığı tastamam verilecek ve onlara asla haksızlık yapılmayacaktır.'”