Advert
as

YAZ KUR’AN KURSLARINA DAİR

  • Abdulkadir ARUTAY
  • 2023-07-10 11:56:39
  • 340 Görüntülenme
  • Okulların tatil olmasından sonra bir eğitim-öğretim boşluğunda kalan, toplumun bütün kesimlerine yönelik olmakla birlikte özellikle çocuk ve gençlerimize yönelik Diyanet İşleri Başkanlığımızın önemli bir faaliyeti olan Yaz Kur’an kursları konusunda bir değerlendirme yapmak ve bize düşen bazı sorumlulukları hatırlatmak için bu yazıyı kaleme aldım.

    Peygamber efendimiz Medine’ye hicretinden sonra yaptığı ilk icraat bir mescid inşa etmekti. Böylece adı Yesrib (bozmak) olan bir memleketin medineleşme (medenileşme) sürecini mescitte inşa edecekti. Orada ruhi inşa ile birlikte akıl da inşa edilecekti. Böylece bir cenahı dünyaya bir cenahı ahirete bakan iki dünyayı da inşa eden şahsiyetler yetiştirmişti. Örnek bir nesil işte burada yetiştirilmişti. O günden bu yana camilerin bizim yanımızda ayrı bir yeri olmuştur. Orası hem bir ibadet yeri, hem de bir mektep görevi görmüştür. O halde ey anne-babalar; çocuklarınızın dünyasıyla birlikte ahiretini de düşünüyorsanız çocuklarınızı camiye gönderin. Hiç bir şeyini eksik etmediğiniz çocuklarınızın ahrette sizden şikayetçi olmalarını istemiyorsanız onlara namazı, Kur’anı öğretin ve camiyi sevdirin. Çocuklarınız evde namaz kılıyor ve Kur’an okuyor olabilir ama mahşer gününde hiç bir gölgenin olmadığı bir günde kendinizi ve çocuğunuzu Allah’ın arşı gölgesinde, tabiri caizse protokolde görmek istiyorsanız gönüllerinizin internete ve WiFi’ye değil camilere ve mescidlere bağlı olmasına dikkat edin.

    Dünyevi meşguliyetten dolayı çocuklarınızı din eğitimi konusunda ihmal etmişseniz ve bu açığı erken bir şekilde kapatmak istiyorsanız camiye yani yaz Kur’an kurslarına gönderin. İnanın çok fazla yorulmanıza gerek yok, çocuklarınız iki ay içerisinde çok rahat bir şekilde abdestin alışını, namazın kılınışını, namaz dualarını, oturuşu kalkışı, edebi hayayı yaşayacak ve taklitten gelen Müslümanlığın tahkiki hale geldiğine şahit olacaksınız. Kurs hocalarımıza gelince, o çocukların ümmetin bir emaneti olduğunu unutmayalım. Camilerimizde ekilen o temiz fidanlara son derece ilgili olalım ve onları Kur’an pınarından sulayalım. Sahte kahramanlar yerine onlara peygamberlerin, sahabilerin örnekliğini gösterelim. Çocuklarımızın minik gönüllerine öyle bir mescid kuralım ki bir daha da o bağ kopmasın, istikametleri bozulmasın ve kıbleleri şaşmasın. Köşe bucaktan, gerekirse ev ev dolaşıp davet edelim. Onları camiye çekecek ve sevdirecek etkinliklerle şenlendirelim.

    İlkokul ve ortaokul çocuklarının heyecanla camiye koştuklarına hepimiz şahit oluyoruz ancak lise gençlerimize yönelik faaliyetlerde camilerimiz eksik kalıyor. Bu eksikliğin gençlerin seviyelerine uygun faaliyetlerle kapatılması gerekiyor. Bu konuda yapılabilir, yapılması beklenilen ve yapılması gereken çok faaliyet vardır.

    Örneğin; yaz ayını güzel bir şekilde değerlendirmek isteyen ama evde tek başına beceremeyen nice gencin bir arayış içerisinde olduğuna şahit oluyoruz. Bu konuda bazı medreseler bu ihtiyacı karşılamaya çalışsalar da büyük çoğunlukla yeterli olmamaktadır. Öğrenci yurtları ve pansiyonlar yaz ayı boyunca değerlendirilebilir ve bu ihtiyaç büyük çoğunlukla karşılanabilir. “Yaz Kampı”, “Okuma Programı” veyahut “Yaz Okulu” “Diyanet Mektebi” adı altında sportif faaliyetlerle birlikte gençlere okuma alışkanlığı kazandırılabilir, yapılan okumalarla, izlenilen filmlerle, eğitim seminerleriyle ve orada görevli hocalarımızın güzel örnekliğiyle hayatın en çetrefilli dilimi olan ergenlik döneminde gençlerimizin yanında olabilir, onları dinleyebilir, onlara rehberlik ve manevi danışmanlık yapabiliriz.

    İkincisi, çeşitli ödüllü yarışmalar düzenlenebilir. Örneğin, Kitap okuma yarışması, 40 hadis yarışması, Siyer yarışması, Peygamberlerin İzindeyiz Yarışması, Kur’an ilimleri yarışması, şiir yarışması vs. İştah kabartan ödüllerle yüzlerce gence bu vesileyle faydalı olabiliriz.

    Üçüncüsü, piknik etkinlikleri düzenlenebilir ve orada çeşitli bilgi yarışmaları ve sportif yarışmalar düzenleyerek bir kaç caminin öğrencilerini kaynaştırabilir ve onlara cami eksenli güzel anılar biriktirmek konusunda koordinasyon sağlayabiliriz.

    Dördüncüsü, konferans salonları gençler için etkin bir şekilde kullanılabilir. Örneğin, onlarca kitaba bedel eğitim ve tarih filmleri, belgeseller ve çocuklar için animasyon filmleri bir sinema havasında izletebiliriz. Hasılı, biraz dert edinirsek yapabileceğimiz ve yapmamız gereken bir çok şeyin var olduğunu göreceğiz.

    Buna karşın gençlerimizin inanç değerlerini ve maneviyatını yıkmak için teknolojiyi iyi bir şekilde kullanarak yoğunca bir çaba sarf edenlere karşı kıt imkanlarla mücadele etmek tabi ki kolay iş değildir. İnşa etmek, yıkmaktan elbette zordur ancak bir gönül yapabildiysek, bir ölü kalbe âb-ı hayat olduysak, uçurumun kenarında bir gencin elinden tutabildiysek bile yeterli değil midir? Geçen yaz 2,5 milyon çocuğun camilere akın ettiğini göz önünde bulundurursak değil ümitsizliğe kapılmak, büyük bir heyecanla ayağa kalkıp camilerimizde atılan yeni yüzyılımızın temellerine bir taş da biz koyalım. Ezcümle “hepimiz çobanız ve hepimiz güttüklerimizden sorumluyuz” “çalışmak isteyene çok sebep, oturmak isteyene çok bahane vardır.” Yaptıklarımızdan ve yapmadıklarımızdan hesaba çekileceğimizi unutmama temennisiyle... Hayırlı ve bereketli bir yaz mevsimi geçirmeniz duasıyla...

    Selam ve muhabbetle...