Yüzümüzü Allah’a dönmek için İlla her gün büyük bir
deprem mi olması lazım? Namaz kılmak için illa her ay kıyameti yaşamak
durumunda mı kalmamız gerekiyor. Kalp kırmamak için illa her gün en yakınlarımızdan
birinin cenazesini mi kaldırmamız gerekiyor. İlla başımıza bir iş geldikten
sonra mı oturup düşüneceğiz. Hani nerde kaldı ibret almak, düşünmek, tefekkür
etmek...
Öyle ya 6 Şubatta meydana gelen büyük depremden sonra
tanıdığım ve doğru dürüst namaz kılmayan çoğu kişi namaza başlamıştı. Dünyanın
aldatıcı faniliğine o şaşalı binaların enkaz haline gelmesiyle bizzat şahit
olmuşlardı. Hayatın ne kadar kısa, ölümün ne kadar yakın ve ani oluşunu
iliklerine kadar hissetmişlerdi de dini yalnızca Allah’a has kılarak Allah’a
yönelmişlerdi. Ama illa nankörlük edeceğiz ya, henüz çok geçmeden sanki o
kıyameti hiç yaşamamış gibi tekrardan Allah’a sırt çevirdik. Tıpkı okuduğumuz
zaman “o kadar da nankörlük olmaz ki canım” deyip kınadığımız o insanların
durumuna düştük. İçine düştüğümüz hali anlatan mesel Kur’an’da tam olarak şöyle
anlatılır;
“...Gemide bulunduğunuzda, güzel bir rüzgârla gemiler
onları kaydırıp götürdüğü ve bu yüzden sevinç içinde oldukları sırada onları
bir fırtına yakalar, üzerlerine her taraftan dev dalgalar gelmeye başlar,
kuşatıldıklarını zannederler, (işte bu durumda) “Eğer bizi bu felâketten
kurtarırsan vallahi sana şükredenlerden olacağız” diye – din ve ibadeti yalnız
O’na özgü kılarak- Allah’a dua ederler. (Allah) onları kurtardığında bir de
görürsün ki bulundukları yerde hak hukuk tanımazlar! Ey İnsanlar! Taşkınlığınız
ancak sizin zararınızadır. Dünya hayatı (geçici) bir meta’dır. Sonra gelişiniz bizedir,
geldiğinizde size yaptıklarınızın ne olduğunu bildireceğiz...” (Yunus Suresi
22-23. Ayet)
Lokman suresinde de anlatılan bu meselden hemen sonra
gelen bu ayet, iki eliyle omuzlarımızı sıkıca tutup sarsarak bize istikamet
dersi vermektedir;
“Ey insanlar! Rabbinize saygısızlıktan sakının; hiçbir
babanın evlâdından fayda göremeyeceği, evlâdın da babasından hiçbir yarar
sağlayamayacağı bir günden korkun. Allah’ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı
sizi aldatmasın; o, yoldan çıkarıcı da (şeytan) Allah hakkında sizi
aldatmasın.”(Lokman Suresi 33. Ayet)
Şunu unutmayalım ki aldığımız her nefes bize verilmiş bir
fırsattır. O halde ondan başka gideceğimiz hiç bir yerimiz olmayan rabbimize
canı gönülden yönelelim. Ve bize bir fırsat daha verdiği için onu layıkıyla
hamd ve zikir edelim.
Selam ve dua ile...