Bir çiçeği koklamak, bir deniz manzarasını seyretmek, bir dağa tırmanmak, masmavi gökyüzünü, kökteki bulutları ve hareketlerini izlemek, geceyi aydınlatan aya ve yıldızlara bakmak, uçan kuşa, koşuşturan karıncaya, hırlayan kediye, otlayan ineklere, bir kelebeğin kanadındaki motiflere hasılı yaratılanları derinlemesine bir tefekkür ve ibretle nazar ettiğimizde şehir hayatında betonlaşmış duygularımıza ve hızla akıp giden hayatımızda bize onlarca kitaba bedel bir çok şey anlatacaktır.

Rabbimiz kendisini kâinat kitabıyla tanıttırdığı gibi el-Kitap ile de en güzel şekilde tanıttırmıştır. O halde gelin hem kâinatı hem de ayet ve hadislerde rabbimize nisbet edilen en güzel isimleri derinlemesine bir tefekkürle ele alalım ve onu bir dost gibi hatta ondan daha öte tanımaya gayret edelim. Rabbimizi hakkıyla tanımadan imanımızın tahkike ulaşması güçtür. Tahkike ulaşmayan imanın ise hayatı değiştirecek kabiliyeti yoktur. Çünkü “…Kulları içinden ancak bilenler, Allah’ın büyüklüğü karşısında heyecan duyarlar…”(Fâtır Suresi - 28 . Ayet)

Bu yazımızda rabbimizin en güzel isimlerinden er-REZZÂK ismini konuşacağız.

Yüce Rabbimizin bütün mahlûkatın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan” anlamlarına gelen “er-Rezzâk” ism-i şerifin yansıması olarak sokaklarda yaşayan köpekleri, sabah kursakları boş yuvadan uçup akşam dolu dönen kuşları, kızgın ve kuru çöllerde yaşayan sürüngenleri, denizin en dibinde yaşayan balıkları, kutuplarda yaşayan fokları, küçücük böcekleri, güçsüz kurtçukları, milyarlarca karıncaları ve insanoğlunu hâsılı sayısız bütün canlıları örnek verebiliriz.

“Nice canlılar var ki, hayatları için gerekli olan rızkı yanlarında taşıyamaz. Onların da sizin de rızkınızı veren Allah’tır.” (Ankebût Suresi - 60. Ayet)

Rızık vermek yalnızca Allah Teâlâ’ya mahsustur. Rızkımızı muhtelif yollardan kazanmamız, O’nun bu işi sebepler üzerinden takdir etmesiyledir. Bu durumda aklımıza şu soru geliyor olabilir; o halde neden açlıktan ölen insanlar var? Şunu asla unutmayalım ki, dünyada açlıktan ölen biri varsa mutlaka onun rızkını elinden alan, gasp eden, çalan bir zâlim vardır. Bu durumda açlıktan ölen o insanların suçlusu onları ve rızıklarını yaratan rabbimiz değil onlara zulmeden ve haddi aşan zorbalardır. O halde Allah’uteala buna niye engel olmuyor deseniz, deriz ki bu konuyu başka bir yazımızda ele alalım. Bununla birlikte kısaca şunu söyleyebiliriz ki, rabbimizin bu dünyada kötülüklere direkt engel olmaması bizim imtihan dünyasında olmamızdandır. Burası bir imtihan diyarıdır ve yanlış yapana da doğru yapana da müsaade edilmiştir. Sevap işleyenlerehemen mükâfatları verilip başlarına güller saçılsaydı ve günah işleyenlere hemen cezası verilip başına da dikenler atılsaydı, artık bu dünya bir imtihan diyarı olmaktan çıkmış olurdu.

 Rızık onun (cc) elinde olduğu için daha fazla mal kazanma adına harama meyletmek yersizdir. Çünkü İbrahim suresi 7. Ayet-i kerimede "... Eğer şükrederseniz, size olan nimetimi artırırım" buyuruyor Rabbimiz. Rızkın artması haramlara meyletmekle değil, bilakis ondan uzaklaşmakla ve verilen nimetlere şükür etmekle mümkündür.  Hatta Bakara Suresi - 276 . Ayet-i kerimede açıkça zikredildiği gibi “Allah faizi tüketir (Faiz karışan malın bereketini giderir, eksiltir), sadakaları ise bereketlendirir.”O halde bize düşen rızık için meşru bir kapı açıp o vesile üzerinden bize verilen nimetlere şükür etmektir.

De ki: "Ey mülkün gerçek sahibi olan Allah'ım! Mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden çekip alırsın. Dilediğini yüceltirsin, dilediğini de alçaltırsın. Her türlü iyilik senin elindedir. Hiç kuşku yok sen her şeye kâdirsin." (Âl-i İmrân Suresi – 26. Ayet)

Rezzak Allah ise o halde niçin çalışıyoruz, Allah rızkımızı versin? Sorusu içinizden geçiyorsa, bunu da güzel bir kıssa ile cevaplandıralım.

Bir çay ocağında üç adam rızık konusunda kendi aralarında tartışıyorlarmış. Biri “Allah Rezzak’tır, rızkı o verir, insan hiç çalışmasa da olur.” Diğer iki kişi ise, “yok kardeş Allah Rezzak’tır ama yerinde oturana da vermez ki, Allah verir ama vesilelerle verir. Senin de o vesileye tutunman, Allah’ın rızık vermesi için o kapıyı açman lazım. Allah herkese Hz. İsa’ya verdiği gibi mucize olarak gökten sofra indirmez ki.”

Diğeri itiraz etmiş, tartışma uzayıp gitmiş. Aralarında biri “arkadaşım madem sen çalışmasak da olur, diyorsan o halde evinde otur, bakalım rızkın veriliyor mu, verilmiyor mu?demişve tartışma nihayete ermiş. Adam evinde hiçbir şey yapmadan oturacak ve ondan birkaç gün sonra tekrar bir araya gelecekler. Adam evinde oturup beklemiş, ilk günü aç ve susuz geçirmiş. İkinci günü bitkin bir şekilde geçirmiş, üçüncü gün umudu tükenmek üzereyken bir kapı sesi duymuş. Daha önce vefat eden ölmüşleri için helva-ekmek dağıtan iki kişi gelmiş. Kapıyı birkaç sefer çaldıktan sonra evde kimsenin olmadığına kanaat edince tam ayrılacakken biri diğerine, acaba helva-ekmeği kapıya mı bıraksak? Diğeri, yok yok, kedi köpek yer yazık olur, demiş. Biri poşete koyup kapıya asalım, diğeri yok şöyle olur böyle olur, diyerek iki seçenek arasında gidip gelirken en son karar olarak “evde kimse yok helva-ekmek ziyan olmasın gidelim buradan” demişti ki içerdeki açlıktan bitkin düşen adam “ıhııhhı” diye bir ses çıkarmış. Dışardakiler evde birilerin olduğunu anlayınca helva ekmeği bırakıp gitmişler.

Daha sonra bir araya gelen bu üç arkadaştan ikisi merakla “Eeee arkadaşım hele bir söyle ne oldu, rızkın geldi mi?” Adam bizzat tecrübe ederekten “Allah Rezzak’tır, rızkı verir ama insanın en azından bir “ıhııhhı” demesi lazımdır.

Dememiz o ki; Allah verir ama vesilelerle verir. O halde Allah’ın Rezzak ismine gönülden iman ederek ve bu konuda hiçbir endişe taşımadan ona karşı samimi ve içtenlikle kulluk edelim. Çünkü o bizden rızık değil güzel bir kul olmamızı istiyor.“Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et. Senden rızık istemiyoruz. Sana da biz rızık veriyoruz. Güzel sonuç, Allah’a karşı gelmekten sakınmanındır.”(Tâhâ Suresi - 132. Ayet)

Varlık büyük bir imtihan vesilesi olduğu gibi, yokluk da büyük bir imtihan vesilesidir.  Rızkın azı veya çoğu ile imtihanımızı en güzel şekilde vermemiz duamız olsun. Rabbim maddi ve manevi rızkımıza bereket ihsan eylesin, amin.

"Selam ve dua ile...

Tavsiye Kitap: Batı Türkiye ve İslam. Yazar: Abdulkadir TURAN

Tavsiye Film: Filistin’e Veda. Yönetmen: Seyfullah Dad