“Kur’an’dan mü’minler
için şifa ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz. Oysa o, zalimlere kayıplardan
başkasını arttırmaz.”(İSRA/82)
“Ağlayarak yüzüstü kapanırlar ve (Kur’an) onların huşularını
arttırır.”(İSRA/109)
De ki: “İman edenleri sağlamlaştırmak, Müslümanlara bir
müjde ve hidayet olmak üzere, onu (Kur’an’ı) hak olarak Rabbinden Ruhu’l-Kudüs
(Cebrail) indirmiştir.” (NAHL/102)
Ey hayat rehberi, hidayet kapısı KUR’AN!
Bu ve seni anlatan tüm diğer ayetler ispatlar ki; insanlığı
dünya ve ahirette mutluluk ve kurtuluşa götürecek ve kendisinde asla şüphe olmayan
tek hidayet kaynağı sensin!
Çünkü Sen bir mektepsin, o mektebin dersi senin ayetlerin ve
muallimi Hazret-i Muhammed aleyhi selamdır.
O, rol model muallimin günlük hayatı Kur’an ile başlar,
Kur’an ile biterdi. O aleyhi selam aynı zamanda ‘Kur’an-ı öğrenen ve
öğretenlerin en hayırlı insanlar’ olduğunu bildirdiği gibi şu hadislerle senin
dersine koşmaya bizi teşvik etmiş, bununla bizi öğütlemiştir:
“İçinde Kur’an okunan evin hayrı artar, bu evlere melekler
toplanır, şeytanlar uzaklaşır…
Yıldızların yeryüzünü aydınlattığı gibi, sema ehli ile yani
melekler ile aydınlanır.”
“Ümmetimin ibadetinin en faziletlisi Kur’an okumaktır.”
“Kim Kur’an’ı okur ve ezberlerse, Allah O’nu cennetine koyar
ve ailesinden cehenneme girmeyi hak eden on kişiye şefaat etme hakkı tanır.”
Bu Kur’an dersi öyle öyle bir derstir ki,
Çocuk okuyunca edep ve ahlakla büyür.
Büyük okuyunca hikmetle olgunlaşır.
Kadın okuyunca iffet ve hicapla Meryem emsal olur.
Fakir okuyunca kanaatle zenginleşir.
Zengin okuyunca tevazuuyla cömertleşir.
Zindan ehli okuyunca ufkuyla mekânını genişletir.
Muhacir okuyunca yakınlığınla vuslata erer.
Dertli okuyunca gönle dokunan ve kalbi sıvazlayan tadınla
derman bulur…
Seni okuyan bir Ebubekir olup sıdkla, bir Ömer olup adaletle,
bir Osman olup hayâyla, bir
Ali olup ilimle, bir Bilal olup onurla veya bir Hüseyin olup
aziz mümin mertebesine erer.
Ey hayat rehberi, hidayet kapısı KUR’AN!
Sen Rabbimizin seninle bildirdiği gibi “De ki: ‘Bu (Kur’an),
büyük bir haberdir.”(SAD/67) Evet, Sen öyle bir yüce ve sadık bir kelamsın ki
gökler, yer ve bitkilerden, dün, yarın ve gaipten, ahiret, cennet ve cehennemden
elhasıl aklımıza gelebilecek ve gelemeyecek her şeyden haber verirsin. “Eğer
kendisiyle dağların yürütüldüğü, yerin parçalandığı veya ölülerin
konuşturulduğu bir Kur’an olsaydı(yine bu Kur’an sen olurdun)…”(RA’D/31)
“Biz bu Kur’an’ı sana vahy etmemizle, en güzel kıssaları
gerçek bir haber olarak sana aktarıyoruz, oysa sen, daha önce, bundan haberi
olmayanlardandın.” (YUSUF/3)
Ey hayat rehberi, hidayet kapısı KUR’AN!
İnsanlığın en büyük düşmanı olan şeytanın hilesi seninle
zayıflaşır/hiçleşir.
Zalimlerin tahtı senin hükmünle alaşağı olur.
Ve ey hayat rehberi ve hidayet kapısı Kur’an belki de söylenecek
daha nice sözüm var.
Ben burada kesip seninle ilgili sözü, sözlerin efendisi,
canımızın azizi Allah Resulü aleyhi salat ve selamla taç yapıp bitireyim:
“… Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle
buyurduğunu duydum:
-İlerde fitne olacaktır’ ‘Peki ondan kurtuluş nasıl olur, ey
Allah’ın Resulü?’ diye sordum.
Şöyle buyurdu:
-Allah’ın Kitabı’na sarılmakla. Çünkü sizden öncekilerin
haber(ler)i ile sizden sonrakilerin
haber(ler)i onun içindedir.
Aranızda vereceğiniz hükümler de onun içindedir.
O (Kur’an) önemli bilgileri ihtiva eder, içinde lüzumsuz ve
maksatsız hiçbir söz yoktur.
Kim onu akılsızlığından dolayı terk ederse Allah onun belini
kırar.
Kim hidayeti ondan başkasında ararsa Allah onu saptırır.
O, Allah’ın sapasağlam bir ipidir.
O, hikmetli olan zikirdir.
O, dosdoğru yoldur.
O kendisiyle arzuların sapmadığı, dillerin yalan şeyler
söylemediği, âlimlerin doymadığı, çok okumakla eskimeyen, harikuladeliği
tükenmeyen bir kitaptır.
O cinlerin işitip de şöyle dedikleri bir kitaptır:
‘Gerçekten biz, doğru yola ileten harikulade güzel bir
Kur’an dinledik de ona imân ettik.’(Cin, 1)
Kim ondan bir haber getirirse, doğru söylemiş olur.
Kim onunla amel ederse ecir alır.
Kim onunla hükmederse adil olur.
Kim insanları ona davet ederse, doğru yola iletmiş olur. Ey Haris el- A’ver (bu öğütleri) dinle, kulağına küpe olsun!” (Tirmizî)