Advert
as

Dodan Güzel Memleket…

  • Musa APUHAN
  • 2017-04-10 17:07:35
  • 4885 Görüntülenme
  • Katır sırtında üzüm, armut getirir, buğday, fasulye götürürlerdi hani’li çerçiler.

    Her köyde bir din kardeşleri olurdu, onun evinde kalır, onun ahırında bağlardı katırını.

    Havadisler başkasından dinlenince, bilinse bile ilk kez duyuyormuş gibi dinlenirdi.

    Muhabbetler o kadar samimi ve içten olurdu ki, zamanın nasıl geçtiği pek bilinmezdi.

    Herkese kendi köyü, kendi toprağı güzel, ama benim köyüm gerçekten güzel.

    Dağı, taşı, deresi, tepesi, bağı, bahçesi, yeşilliği, ilkbaharı, sonbaharı, yazı, kışı her şeyiyle bir başka güzel...

    Üstüne birde güzel insanları eklenince her şey bir başka güzel oluyor.

     

    Bütün toplumlar geçmişe özlem duyarlar, güzel olan her şeyin geçmişte kaldığını söylerler, lafa başlarken büyükler "ben çocukken..." derler, çünkü onların yaşadıkları köylerinde, şehirlerinde, belli ki güzel olan her şey dünde kalmıştır.

     

    Ama Dodan öyle mi?

     

    Tabi ki hayır.

     

    İşte Dodan'ı bizde vazgeçilmez kılan, özlenen, aranan memleket yapan, geçmişte ne ise bu günde o olmasıdır.

     

    Toplumumuzda yaşlılarımız birazda sitemkar bir şekilde toplumda yaşanan kuşak çatışmasını ifade edip, şikayetlerini kibarca dile getirmeye çalışırlarken, sözlerine şöyle başlarlar; "ben çocukken..." ama Dodan'lı yaşlılar(Dodan'lı gençlerin edepli, ahlaklı, saygılı tavırları karşısında) ise lafa şöyle başlarlar;

     

    "Ben de sizlerin yaşında iken aynen sizler gibiydim. Bende cesurdum, saygılıydım, dürüsttüm, herkesin yardımına koşardım. Bir de bizim zamanımızda misafir daha çoktu, gelenimizin, gidenimizin haddi-hesabı yoktu. Tandırda saatlerce ekmek pişirilirdi. Fakirdik ama ekmeğimizi bölüşürdük, işte çocuklar sizleri de böyle görünce mutlu oluyor, geçmişi hatırlıyor, sizlerle gurur duyuyorum." derler.

     

    Dodan'ı neden çok seviyorum biliyor musunuz?

     

    Dodan'da 10'dan fazla farklı aile yaşar, zaman içerisinde hepsi birbiriyle akraba olmuş ve herkes komşusunun çocuğunun trafik polisi olmuş, onu korumaktadır.

    Kimse kimsenin ayağını kaydırmak için elinde muz kabuğu veya köpüklü su ile dolaşmaz, tam tersine kışın komşusunun yolu buz tutmuşsa komşusu kayıp düşmesin diye gider komşusunun buzunu tuzlar.

    Ayrısı gayrısının olmadığını ifade etmek için gençler genelde bütün büyüklerine "xalo" yada "apo" derler.

    İşte ben onun için Dodan'ı çok seviyorum.

    Son olarak şunu da söylemek istiyorum. Başka köylerde herkes kendi künyesini, aşireti veya ailesi ile ifade eder, ama biz DODAN'LIYIZ deriz.

     

    Saygılar selamlar.

     

     

    Musa APUHAN
    Musa APUHAN
    KÖŞE YAZARI
    BİYOGRAFİ