Advert
as

Beni Seleme Yurdu

  • Faruk TELCİ
  • 2018-01-10 11:54:31
  • 5104 Görüntülenme
  • Hayatı anlamlandırırken bazen kimi hakikatleri gözden kaçırıyor, görmek istediğimizi önceliyor, görmek istemediğimizi de öteliyoruz. Birimiz bir ameli daha faziletli ve öncelikli görürken bir diğerimiz başka bir ameli daha faziletli ve öncelikli görebiliyor. 

    Sahabeden Cabir (ra) bize aktarıyor:

    “Mescidi Nebi’nin etrafı boşalmıştı. Beni Seleme kabilesi oraya yerleşmek istedi. Bu haber Hz. Peygamber’e (as) ulaşınca onlara;

    - Siz mescidin yakınına gelmek istiyormuşsunuz.

    - Evet  Ya Rasulellah! Bunu istedik. Evlerimiz Mescide uzaktı. Evlerimizin mescide yakın olmasını istedik

    - Seleme oğulları! Yerinizde kalın, eserleriniz/adımlarınız yazılıyor. Yerinizde kalın, eserleriniz/adımlarınız yazılıyor.” (Müslim)

    Genelde hadisi şerifimiz bu şekilde anlatılır ve doğrudur da. Böylece mescide gitmenin önemi ve sevabının çokluğu anlatılır. Evin yakın olması değil, mescide gitmenin asıl olduğu söylenir. Ki İslam’da mescitler gidilmek için vardır.

    Fakat hadisimizde merhum Şatibî’nin el-Muvafakat’ında Buharî’ye dayanarak verdiği bir ayrıntı var. Ayrıntı şu:

                    “Hz. Peygamber as Medine’nin bu taraftan (Beni Seleme tarafında) korumasız ve açıkta kalmasını kerih gördü.”

    Şimdi bu hadisimiz daha bir anlamlı oldu. İşin içinde “Medine İslam Toplumunu Koruma” var. Medine’nin savunması. Salt mescitlere adımları çoğaltmak değil, Medine’yi savunmak da var. Medine’nin bir tarafı kayalık ve ormanlık. Oradan saldırıya uğraması zor. Tabii Medine’nin her yeri böyle kapalı değil. Beni Seleme buraları boşaltırsa ciddi bir boşluk oluşacak. Medine’ye bir saldırı olması durumunda Müslümanların Medine’yi savunması hayli zor olacak. Ahzab-Hendek savaşında bunu gördük.

    Hz. Peygamber as Beni Seleme’yi orda tutarak “rabıtlar” inşa ediyordu. Fakat onların niyeti mescide yakın olmaktı. Hz. Peygamber as salt ibadetleri çoğaltmayı temel ilke edinen bir toplum değil, hayatın tümüne yayılmış bir yaşamı sürdüren bir nesil inşa etmek istiyordu. Kimi zaman bazı hayırlara dalıyor, bazısını es geçiyoruz.  Halbuki esas olan nerede neye ihtiyaç varsa onu yapmak. 

    Allah Rasul’ü aleyhi selam mescidin hayrını elde etmek istiyorsan, uzaktan gelmenin sevabı daha çok diyerek onlara ibadetteki bilinci veriyordu. Yoksa evin Mescidi Haram’ın bitişiği olur da sen Ebu Leheb veya Ebu Cehil olursan ne fark eder.

     

    Bireylerin olaylara bakışıyla yöneticilerin bir olmaz. Bireylerin kendine has dünyaları var. Kendi yağında kavrulurlar. Toplumu yönetenler ise olayları daha kuşatıcı düşünür ve gerekli tedbirleri alırlar. İşte ibadetlerimizi yaparken dar kapsamlı düşünür ve olaylara daha üst perdeden bakmazsak küffar bizi yok eder, özgürlüğümüzü kaybeder ve o ibadetlerimizi de yapamaz hale geliriz.

    Faruk TELCİ
    Faruk TELCİ
    KÖŞE YAZARI
    BİYOGRAFİ