Advert
as

Cennet Bileti

  • Faruk TELCİ
  • 2018-01-19 12:10:29
  • 3457 Görüntülenme
  •  

    İslam bir bütündür. Hayatın tümüne hitap eder. Yani hayat eşittir İslam. İslam eşittir hayat. Hayat nasıl parçalanmayı kabul etmezse İslam da öyle.

    İslam’ın itikat, ibadet, muamelat, ahlak gibi dört (RABİA) ayağı vardır.

    İtikat: İnanç. Kainatın varlık gayesinin özü. Allah’ı tanımak.

    Ahlak. İbadetlerin taçlanması. Muamelelerimizin İslamî çizgide oluş göstergesi.

    İbadetlerin günlük olanı, aylık olanı, yıllık olanı vardır.

    Muamelat günlük yaşamın içinde her an karşımıza çıkıveriyor. Onsuz bir hayat düşünülemez. Toplumun işleyişi muamelat ile kaimdir.

    Bu saç ayaklarının her biri insanın bir yönüne hitap eder.

    İslam bunları tek parça olarak görür. Biri olmadan diğeri olmaz. Rasulullah as sahabe toplumunu oluştururken hayatı parçalamaz, bir bütün olarak okurdu. İnancı aşılarken ahlakı da öğretirdi. Mesela Yüce Rabbimiz Maun Süresi’nde inkarcıları anlatırken “din gününü yalanlayanı gördün mü” ayetinden sonra şöyle anlatır: “Yetimi iter-kakar. Fakiri doyurmayı teşvik etmez.”

    Ya da “cehennemliklerin cehenneme giriş sebebini soranlara cehennemlikler şöyle diyecekler: “Namaz kılmazdık, fakiri doyurmayı teşvik etmezdik, anlamsızlığa dalıp gidenlerle beraber dalıp giderdik. Din gününü de inkar ediyorduk” (Müddessir: 43-46)

    İtikat var mı? Var. İbadet var mı? Var. Muamelat var mı? Var. Ahlak var mı? Var.

    Müthiş bir örgü. Biri diğeri ile beraber anlam kazanıyor. Namazsız bir ahiret, yetimi sahipsiz bırakan bir namaz tasavvuru yok. Hepsi olacak. Hepsi değerli. Biri diğerine tercih edilmiyor. Aralarını ayırmıyor Rabbimiz. Peki birini diğerinden ayırsan ne olur? Hayat parçalanır. İbadeti yapar da fakiri doyurmayı geriye itersen toplum içten çöker. Adam namaz kılıyor mu benim için tamam, ben gerisine bakmam; sosyal-ictimai problemlerle ilgilenip “emeğe saygı, fakire hak-hukuk” der ve Rahman’a ibadeti terk edersen; ya da namaz kılıyor fakat toplumla bir bağın yoksa; kafanı kuma gömmüş dünyaya kör-sağır kesilmişsen; fakiri doyurur, hiçbir zevkinden de geri kalmıyorsan hayatı parçalamış olursun.

    Böyle olmaz. Ayetler bu anlayışı reddediyor ve duvara çarpıyor.

    Bu parçalama bizi şuraya getirdi: Devlet başkanı namazını kılıyor, fakat ümmetin mallını kendi malı gibi kullanıyor. İtiraz ettiğinde “namazını kılıyor ya!” gibi tuhaf cevaplar alıyorsun. Ayeti hatırlatıyorsun “ne diyorsun, bu yeni mi indi” der gibi tuhaf tuhaf bakıyor.

     

    İslam bir bütündür, parçalanmaz. Dinin bazı hükümlerini bayraklaştırıp bazılarını devre dışı bırakmak Rabbimizin kitabını parçalamaktır. İslam sadece ibadet değildir. İslam sadece muamelat değildir. İslam sadece ahlak da değildir. İslam temeli inanç, gövdesi ibadet, dalları ahlak ve meyvesi muamelat olan bir ağaçtır.

    Faruk TELCİ
    Faruk TELCİ
    KÖŞE YAZARI
    BİYOGRAFİ